ANASAYFA  |  ÖNERİ VE ŞİKAYET  |  İLETİŞİM

BİYOGRAFİ HABERLER MAKALELER GİYOTİN HAVUZU İLETİŞİM
ÖZET OLARAK TÜRKİYE | HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi
  KADROMUZ
 
ÖZET OLARAK TÜRKİYE

9. KISIM

Özet olarak TÜRKİYE

9. kısım

Bir avuç sisli anı ……………….

Hayat nasıldı bir zamanlar ……………

Sabah sabah , her nasılsa aklıma düştüler birden . Yoksa , normal “ el yazımla” yazmam gereken yazımı yazacaktım . İnsanlarım düştü gönlüme . Kim bu insanlar peki ! İlk anımsadıklarım  , sonra sonra , ömrümde yer alıp , çoğalanlar .

Yıl , 1950’in sonları , 60’ın başları  olmalı . 1961 ya da 62 . Nasıl hesap ediyorum peki ! Erdoğan Kaynak , Samsa Karamehmet abiler , kolejden 1963 mezunu olduklarına göre ; o zaman Mithat Paşa mahallesi idi , şimdiki ANIT … Evimiz , 277 . sokak , 21 numaralı evin alt katı , kiracıyız .Ev , NAFA ( bayındırlık ) müdürü ENVER BEY ‘in . Oğlu Timur Abi de , kolejde okuyor . İkindileri , girişdeki holün penceresinin dibinde , SAMSA ABİ , TİMUR ABİ , İRFAN ABİ toplanıp , erik ağacının altında sohbet ediyorlar . Ben de pencerenin demirlerine tutunup , onları dinliyorum .

Üst katın büyük balkonunda , Enver Bey’in kızlarından  , Şule Abla , tam karşıdaki evin , yaşdaş kızı Ülkü Abla ile habire sohbet ediyorlar .Sokak zemini , iki ya da üç yumurta büyüklüğünde , koyu beyaz renkli taşlar döşeli . Yağmurlu kış günlerinde , millet nasıl sağa sola giderdi ki! 1966 yazının sonlarında , sokaklar , asfaltlanmıştı . Balık sırtı idi zemin ki , yağmur yağdığında , iki sırtın kesiştiği araya biriksin yağmur suyu .

Bitişiğimizde , o zamanlar , belediye zabıtasına , “ çarşı ağası “ denirdi , zabıta olarak çalışan bir “ amca “ vardı . Gelir gider , oğlu Ahmet Abi’yi , abartarak söylersem , öldüresiye döverdi . Ve bu insan , namazlı niyazlı biriydi . Sadece o mu … Az ilerde oturan  , ilkokulumuzda , başöğretmen olup , 4. Ve 5. Sınıflara , din dersine gelen bir öğretmen vardı . Hadi adını vermeyeyim … Bizi , o ufacık , bamya kadar erkek çocukları , favorilerinden çekip , havaya kaldırır , tost gibi , tokatlayarak , paldır küldür yerde yuvarlanmamıza sebep olurdu .

Bu adam nasıl öldü , belkide bilmek istersiniz  : Bugün dahi Tarsus’ta , TOROS dediğimiz mıntıka , tren hattı ile kentin ikiye ayrıldığı noktada , çarşı yönünde , adını , arastanın mal sahibinden alan bir bölge . Bir adet fırın , bakkal , açık / kapalı kahve , açık alanı bol okaliptüs ağaçlı , güney tarafında birkaç tane ev ve kocaman bir sandık çakma deposu .

Tren makası , elle çalışırdı o zamanlar . Ama , kahvenin bahçesinde oturup da , rayların üzerinden atlayarak , mahalleye geçmek isteyenler , ara sıra lokomotife çarparlar , yaralanırlardı .

Bu din dersi öğretmeni , başöğretmen de emekli olmuş , kulakları ağır duymaya başlamıştı . O gün , yanılmış şaşmış , raylardan atlayarak mahalleye geçmek isterken , lokomotifin düdüğünü duymamış . Altında kalıp , param parça olmuştu .

Sonraları , bu sıra dışı ölümü hep düşünmüşümdür . Bana öyle geliyor ki , bizim gibi nice ufacık bebeleri , acımadan , zalimane , yıllarca döven bir kişi , belkide böyle bir ölümü , kozmik adaletçe hakkettiği düşünülmüş olmalıdır .

Atmışların başında , babam , ülkemizde üretilmeye başlamış olan , WİLİS ciplerinden , kısa kasalı olanından alıyor almaya da , niyeyse , ehliyet almıyor . Bu saplantısı , yıllarca zihnimi meşgul etmiştir . Hiçbir zaman da yanıtını bulamamışımdır .

Bu cibin ilk şöförü , Şükrü Dede , istiklala savaşı gazisi idi . Yıllar sonra , o sakallı , namazlı niyazlı halinin arkasında , ne hergele biri olduğunu , bizzat yakınlarından öğreniyorum .

Sonuçta , gazi de olsak , iyi saatte olsunlara(!) karışmış da olsak , hepimiz insanız .

Baba dedem Kemal Efendi’yi , bayağı hatırlıyorum . O yıllarda , iki tane kumbaram vardı . Oval , vişne renginde Ziraat Bankası , beyaz , pul pul sedefli , ev biçiminde ,Yapı Kredi bankası . Kemal Dedem , devletçi olduğu için , harçlığımı , Ziraat’ın kumbarasına atardı .

Sonra ilkokul .

Şehit İshak , Pompa  mahallelerinde  ilkokul yoktu . Hepsi bizim mahalledeki ATATÜRK ilkokuluna gelirlerdi . İşin ilginç yanı , ciddi bir TRAHOM hastalığı sıkıntısı vardı o yıllarda . Durup , durup bizim sınıfta , kimi arkadaşlarımızın gözleri “ ağrırdı ! “  Hatırlayabildiğim kadarıyla , gözler  sulanır , mat turuncu renge dönerdi . Bu arkadaşlar derhal evlerine gönderilir , şehrin doğu tarafında olan SAKARYA ilkokulu , TARHOMLULARA ayrılmış okuldu . Oraya sevkedilirlerdi .

Annem ve babam , memleket ortalamasının üzerinde eğitim almış insanlardı . Babam , hatırlayabildiğim kadarıyla , önce UŞAK lisesi ,( nedendir , öğrenememiştim kendisinden ), ardından İstanbul HaydarPaşa lisesinde okur . Hukuk eğitimine İstanbul’da başlar , Ankara’da bitirir .

Annem , Mersin ortaokulundan sonra , son derece ilerici bir öğretmenlerinin desteği ile amca kızı ile İstanbul Robert Kolej , kız bölümü olan , Arnavutköy’deki , Amerikan Kız kolejine gidip , oradan mezun olurlar .

Takiben bir yıl iktisat fakültesi , bir yıl da İngiliz dili edebiyatı okuyup , kuzeniyle birlikte , Mersin’e dönerler . Muhteşem bir kütüphaneye gözlerini açan ben , ilkokulda , sınıfımın gözde öğrencilerini evimize çağırır , ansiklopedileri karıştırarak , ödev yapardık .

İtiraf etmeliyim ki , evimizin sosyo-kültürel ortalaması ile mahalle arasında , doğal olarak ciddi bir açıklık vardı . Mahallenin ,  çoğunluk , kadınlarının , maalesef okuma yazması yokdu . Avuç içi kadar bir öbek kadın , saplantılı dindar idiler ve akşama kadar , evlerinin önünde oturup , tespih çekip , salavat getirirlerdi . Açıkcası , kendileri gibi olmayan diğer mahalleli kadınlara  , iyi gözle bakmazlardı . Şimdi bütün bunlar , belleğimin derinlikerinden , garip bir biçimde su yüzüne çıkıyor ve hafsalamın ekranında , azar azar beliriyor .

Bir çeşit , “” psiko – sosyoloji mi “ desem acaba !   Kızım , zaman zaman , bana , insanlarla nasıl kolay iletişim kurabildiğimi sorar . Sanırım yanıt , 1960 /80 arasında yaşadığım mahallenin , bana , bilmeden kattıklarında ve bunun üzerine yapılanan ve farkında olunmayan , “ kişisel becerimde “ aranmalıdır .

İlkokuldaki sınıfımda kimler yoktu ki .

Yanılmıyorsam , babası yüksek tahsilli , bir tek erkek arkadaşımız vardı . Kalanlarsa , tamamına yakını , biraz okuma yazma bilen , ilk ya da ortaokul mezunu babalar olmalıydı .

Ben , bu altyapının yararını , üniversite eğitimimde gördüm . Bir çok arkadaşım , akşam yatıp , sabaha SOLCU kalkıyorlardı . Bir miktarı da , ( allahları yardım etsin )  , milliyetçi oluyorlardı .

Ben , bir kez , Mao’nın yalanı olan , “ bırakın 100 çiçek açsın “ düşünce özgürlüğüne(!!??)  aldanıp bay doğu perinçeğin yanına gittim .

Tüm üniversite yaşamım boyunca , ( altı yıl sürmüştü ) , hiçbir sol oluşuma heves etmedim . Zaten hepsi de , hayalperest topluluklardı .

Rus , sosyal demokrat başbakan KERENSKY’nin , “ tarih beni haklı çıkaracak “ öngörüsü gibi , izninizle , “ tarih , beni de haklı çıkardı ! “

Yetmişlerin sonunda , talebe evime gelen “ solcu müsveddelere “ , memleketi tanımıyorsunuz , tanımak derdinde de değilsiniz , yaptığınız işin özü , testesteron sıvanmış , ben merkezci , sözde sol hergelelik der dururdum . Halen de aynı fikirdeyim . 45, 50  yıl sonra yani . Milliyetçileri de , evimden kovmuştum . Onu da ekleyelim yani .

Mahallemin , o zengin , türlü çeşit insan varlığı , evimizdeki kütüphane ile adeta ruhani bir ilişki içinde , beni yetiştirdiler .    

Sonsuz teşekkürler Haşim ağanın karısı Hatçe teyze , Foto İnci eşi Gönül abla , Avni Abi ve  eşi Aysel abla , bitişik komşum Ramazan Emmi , köşe başındaki evi hâlâ duran  HANRİ teyze ve anımsayamadıklarım .

Ben , sizlerin yetiştirmesiyim …



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

    Bu Habere Henüz Yorum Yapılmamış..!



 
 HABERLER
 
ÖZET OLARAK TÜRKİYE
15. BÖLÜM

Tarih : 19.08.2024
Devamı...
 
 
ÖZET OLARAK TÜRKİYE
13.BÖLÜM

Tarih : 18.08.2024
Devamı...
 
 
 
 MAKALELER
 
BİR EMİNE ROMANI
İÇ DÜNYA ÖYKÜSÜ

Tarih : 10.01.2024
Devamı...
 
 
sonbahara merhaba
candan ve gönülden

Tarih : 14.10.2023
Devamı...
 
 
 
 GİYOTİN HAVUZU
 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
8. KISIM

Tarih : 1.08.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
7. KISIM

Tarih : 31.07.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
6. KISIM

Tarih : 28.07.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
5. KISIM

Tarih : 28.07.2024 |
Devamı...

 


 
 

 
 
ANASAYFA BİYOGRAFİ SIK KULLANILANLARA EKLE GİZLİLİK İLKELERİ İLETİŞİM


Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.

HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi | huseyinsungur.com © Copyright 2015-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA