ANASAYFA  |  ÖNERİ VE ŞİKAYET  |  İLETİŞİM

BİYOGRAFİ HABERLER MAKALELER GİYOTİN HAVUZU İLETİŞİM
KIRMIZI DÜĞME | HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi
  KADROMUZ
 
KIRMIZI DÜĞME

ALT/ÜST 2

KIRMIZI DÜĞME YAZILARI

2. kısım

Üst kat ve alt kat …

“” ata şiddeti”…

CEHALET en büyük tanrıdır, rab’dır diye söze girelim.Özellikle ORTA DOĞU’nun , zihinsel  coğrafyasında.

Şimdi, “” altbeyin/üstbeyin” işlevleri bağlamında, ağır ağır hareket etsin zihin kervanımız…

Ama öncelikle, felsefe / felsefi düşünce nedirden , bir iki dilim koymalıyız ortalığa…

Felsefe,öncelikle, bilgi sevgisi olmakla birlikte, alışılagelen anlayış dairesinde yazarsam, Allahın ya da Allahların işine burnunu sokan insan demektir, BANA GÖRE…

Felsefe, KATİ özgürlük ister.

Öyle ortaya çıkıp, İslam felsefesi, Marksist felsefe, hristiyan felsefesi vs diyerek, arzı endam edemezsiniz.

NEDEN !

Çünkü, andığım tüm “başlıklarda”, peşin konulmuş/çizilmiş yol haritaları vardır.”SİZ”, bu haritaların dışına çıkamazsınız.Örnek olarak , size ,İslam içerisinde yapılmış bir tartışmayı göstermek isterim.

EŞARİ ile MUTEZİLE’nin, hoş bir tartışması vardır ,islamın “ALLAHI” ile ilgili olarak.

Derler ki: HERŞEY “O”DUR…Öteki de der ki, “hayır, her şey “O”ndandır.

Evet, çok beğendiğim bir zihni yol açıcı tartışma olmakla birlikte, YOLA çıkılan duraktaki, “O” zamiri yani islamın allahı zamirinin,peşinen kabûl edilmiş olması, haliyle ,benim açımdan, tartışmayı kısa boylu yapmaktadır.

Bu ve benzeri sürgitler, giderek , toplumun / ahalinin zihinsel derinliğinde, katı ve sınırlayıcı ÖLÇÜTLER olarak yerleşip, yüzlerce yıl , orada , aklî bir çürümenin/ sakatlanmanın /durağanlaşmanın  gelişmesini sağlayagelmişlerdir.

Ne diyor İRANLI sosyolog “”DARYUS SHAYEGAN””, “ yaralı bilinç “ kitabında:

“”TARİHDE GEÇ KALMIŞ TOPLUMLAR, tatilden dönmeyen toplumlar.””

TOPLUM, dikey olarak değil yani ÜSTBEYİN, yatay olarak, ALTBEYİN işlevinde gümrahlaşmış- zenginleşmiş , yaşamanın esasının, yalnızca “karın doyurma-kabaca çiftleşme- ezan-ibadet” ve en önemlisi, hiçbir iler ,tutar yeri olmayan, ÖTE DÜNYA / ahret yaşamına ,sorgusuz suâlsiz sabitlenince, peşinden gelen , KORKUNÇ BİR İTAAT “görgüsü,kültürü” , benim sözümle “ ATA ZULMÛ/ şiddeti!”

Yahut “” ata kültü” de diyebilirsiniz.

BABANIN sözünü dinle.

Babana karşı gelme.

Babanın önünde, ayak ayak üstüne atma.

Gibi, türlü çeşit zalimaneliğin yaşandığı,yaşanmakta olduğu topraklardır , BURALARI.

Demekki ,sınırları peşinen çizilmiş,çevrelenmiş “kültürel” yapılardan ,FELSEFE , düşünce zenginliği, ÖZELLİKLE insan sevgisi çıkmaz.

AVRUPA felsefe dünyasına bakıldığında, bir avuç da olsa, ANARŞİST görürsünüz.Yani , sınır ötesi DÜŞÜNEN…Birkaç tanesini sayalım da, gönlünüz açılsın,belki bir ferahlıktır alır zihninizi:

IMMANUEL KANT/ salt aklın eleştirisi…Deyince,aklıma haliyle İBNİ SİNA geldi.AKLI önceleyen, zamanının ötesinde yaşayan bu adama , YOBAZLARIN çektirdiği  eziyeti bir bilseniz.

SPINOZA’yı okudunuz mu!

Kilolarca “ billur” ister …DAYANAMAZSINIZ…

Bütün “ölçüleri” devlet tarafından çizilmiş bir ülkede, devlet adına iş yapanlar, kendilerini, yurttaşlara göre(!)  üst/kat görüp,  yüzlerce yıllık “ ezilmişliklerinin ” hesabını , altkattakilerden soragelmişlerdir.

BU hesap, kabaca :

Evde babadan - dededen…

Köyde, hacıdan – hocadan-şıhdan.

Okulda,  ortada dolaşan , aklı kravatta-favori ve ense tıraşında , kızların ellerinin, tırnak boyuyla gözleri şaşbeşleşmiş , sersem sepelek bakaduran müdür muavinlerinden.

ASKERDE bölük idare etmeye çalışan , kavruk Anadolu çocuğu ÇAVUŞLARDAN…

Yollarda ...........!

Tapuda ,maliyede, nüfusda  …

Tarsus’ta, askerlik şubesinde, ARAP ABDULLAH’tan…

İş yerinde de, patrona domalan yalaka ve şeflerden  görülegelen zulümden, hayat hakkını kurtaramayan bu gariban “ ahaliden”, nasıl bir köy ve kasaba çıkacağını sanıyordunuz ki!

TÜRKİYE, “ aslına” dönmektedir.

“KENDİ” lerine göre, ezildikleri , yok sayıldıkları düşündürülen,buna da gerçekten inananlar, ÜLKEYİ , bugünün “ yunanına “ teslim etmişlerdir.

ŞEVKET SÜREYYA BEY, “” suyu arayan adam”ı boşuna yazmadı.

TANPINAR da , “ beş şehir”i…

BİTİRMEDEN …

ATOM ötesi bir çağın içindeyiz.

EVRENE, saniyedeki hızı, 17 /km de   olsa, acaip sondalar, roketler, MARS cipleri gönderiyor, bazı gezegenlerin etrafını, UYDULARLA donatıyoruz.

ORTA DOĞU kökenli dinlerin(!?) raf ömürleri, son kullanma tarihleri, YAKLAŞIYOR.

Buna rağmen,nasıl oluyor da, gezegenimizde, hâlâ İLK PRİMATLAR düzeyinde, akli “ melekeleri” olan, 100lerce milyon,insan yaşayabiliyor…

Kimisi isayı,kimisi musayı,kimisi kayıp (!)12.imamı falan bekleyebiliyor!

DÜŞÜNÜN istedim de!



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

    Bu Habere Henüz Yorum Yapılmamış..!



 
 HABERLER
 
BÜYÜKEVİN HİKAYESİ
2.2. BÖLÜM

Tarih : 26.11.2024
Devamı...
 
 
BÜYÜKEVİN HİKAYESİ
2.1. BÖLÜM

Tarih : 25.11.2024
Devamı...
 
 
 
 MAKALELER
 
BİR EMİNE ROMANI
İÇ DÜNYA ÖYKÜSÜ

Tarih : 10.01.2024
Devamı...
 
 
sonbahara merhaba
candan ve gönülden

Tarih : 14.10.2023
Devamı...
 
 
 
 GİYOTİN HAVUZU
 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
16. BÖLÜM

Tarih : 23.11.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK
TÜRKİYE / SONBAHAR 1

Tarih : 21.10.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
8. KISIM

Tarih : 1.08.2024 |
Devamı...

 

ÖZET OLARAK TÜRKİYE
7. KISIM

Tarih : 31.07.2024 |
Devamı...

 


 
 

 
 
ANASAYFA BİYOGRAFİ SIK KULLANILANLARA EKLE GİZLİLİK İLKELERİ İLETİŞİM


Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.

HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi | huseyinsungur.com © Copyright 2015-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA