O zaman TEVE programı yapıyordum, SALI günleri, sadece bir saatti bana ayrılan süre.Birgün , programdan önce,prozac adlı ilaçla ilgili soru sormaya gelenler oldu.Ben de tuttum, kuşağının dünya çapında tanınan bir psikiatristimizi aradım.

Hiç merak etmeyin,adını vermeyeceğim .

Aramızda , prozac dışında geçen konuşmayı,özetle aktarmak istiyorum…

“Hüseyin Bey, biz,devlet olarak,yalnızca 90 000 kadar ŞİZOFRENİ hastamıza ulaşabiliyoruz. Bu hastaları , hiç olmazsa , ayda en az 15 gün yatılı tedavide , gözlemlememiz gerek ama imkanlarımız buna elvermiyor.ANCA birkaç ayda bir kez, 15 gün kadar yatıya alabiliyoruz.”.

“Peki hocam , ülkemizde tahminen ne kadar ŞİZOFREN var ? “

“Devlet olarak kaydedebildiğimiz sayı ,yaklaşık 7.5 milyon. ANCAK kişisel tahminim, bu sayının 10 milyonun biraz üzerinde olduğudur.”

“Hocam, desenize, siz, ancak 100 000 kişiye ulaşabiliyorsunuz ve geride, karşımıza DOKTOR-AVUKAT-MİLLETVEKİLİ-CUMHURBAŞKANI-CERRAH-YARGIÇ – KEBABÇI vs olarak , her an çıkabilecek, ortalama 9 900 000 ŞİZOFRON kalıyor , değil mi?”

Şimdi burada iki husus çok önemli…

1. Bugün şizofreni denen illetin , kalıtımsal olduğu,hemen hemen kesinleşti.

11- HOCAYLA yaptığım bu  konuşma ,tam 10 yıl önce yapılmıştı.Geçen ALTI yıl içinde, ŞİZOFRENİ sayısındaki muhtemel artışı bilemeyiz.

1. AMA , ŞİZOFRENİ dışındaki diğer RUHSAL sapmaları, klinik olguları vs bilebiliyor muyuz!

BİLMİYORUZ elbette.

MİTOMANLAR…

Yani, YALAN söylemeye bayılanlar..

Önceki yazımızda kısaca izah ettiğimiz OBSESYON, kompülsif dairesindekiler…

BİLEMİYORUZ emmoğlu,hacemmim!!!

Mevzu çok ama çok karışık. Buna ne MENZİL ŞEYHİNİN yok güncel KONYEVİNİN, bilmem ne  Nakşibendi şıhının nefesi yeter ne de osuruğu!!!

21- Rejisör MUSTAFA ALTIOKLAR, biliyorsunuz , cumhurbaşı RTE ile   bir hekim olarak, RUH SAĞLIĞININ bozukluğundan endişe duyduğu için mahkemeleştiler.

İşin içinde MİTOMANİ var, siz işinizde olun.

Şimdi gelelim bu akşamın ANKARA GÜVEN PARKI’na…

ÖNCE, Osmanlı tarihinde kısa bir gezinti yapalım.

AVRUPA ve Amerikalılar,uzun vadeli kararlarında, TÜRKİYE’deki TÜRK(*) varlığına karşı yürüttükleri stratejinin , iç mantığında, gayet tutarlıdırlar. ŞU tarihi dönemeçte, ŞAŞKIN ÖRDEK gibi davranarak , TÜRK halkının büyükçe bir kısmının ÖFKESİNİ üzerine çekenler, kısaca , LİYAKATSİZ yöneticilerimizdir.

LİYAKATSİZ …

Evet liyakatsiz.

YANİ , bulundukları makama, HAKKETTİKLERİ için değil, bilmem ne bakanının osuruğuna takılmış BOK YEDİCİ başısı olduğu  , cumhurbaşının , her nasılsa damadı,yeğeni, orta mektepten sınıf arkadaşı , kale arkasında top toplarken tanıştığı mahalle kahvesinin ayakçısı olduğu için GETİRİLMİŞ insan hurdalığıdır “” BU ÜLKE””…

Devlet değil ÇADIR TİYATROSU…

OSMANLI , “” FATİH’e”” kadar, gerçekten KEMAL TAHİR gibi söylersek , KERİM devlet yapısını içselleştiren ve PAX ROMA’dan yani DÜNYAYI , ROMA İMP. Barış(!) ortamının da ilerisine taşıyabilecek umudu gösteren bir yapıya sahipti.

Buna zamanın KÜRESELLEŞTİRİLMESİ de diyebiliriz.

Anadolu TÜRKMENLERİ’nin

 “ cihana nizam vermek”” iddiası , boş bir gayret falan değildi.

Zira “onlar”, Arapların yaptığı gibi İslami KOLONYALİZM/ sömürgecilik peşinde değillerdi.

ONLAR, devletlerini ,ORTA ASYA panteizmi ile HİNDistan’ın ilk dinlerinden etkilenerek OLUŞTURDUKLARI bir İNSAN SEÇME / İNİSİASYON / ve yetiştirme sistematiğine dayandırıyorlardı.

Böylece, Anadolu mozayiğindeki  halkların ,  en liyakatli KİŞİLERİ seçilip, gerekli eğitim verilerek , uygun yerlere getiriliyordu…  

İŞTE ANADOLU Türklüğünün , dünyaya düzen vermek iddiasının kaybettiği NOKTA ,bu ciddi sistematiğinin bozulup dağıtıldığı “” zamandır””…

Bu “” zamanın” en bariz kesiti de, MUHTEŞEM KANUNİ SÜLEYMAN devridir…

NASIL mı?

KANUNİ, devrindeki bu verimli tarikat sistematiği // kapütülasyonlar vasıtasıyla // temelinden yani üretim kolundan  darbe yemiş (( yani şurbiyyundan )) ve sultan imamlığı müessesesi işlev ve itibar kaybetmiştir.

SARAY yani devlet (( bugünün TC si de diyebiliriz ve uzun zamandır aynı hastalık burada da vardır ama bugün bir başak baştan savmacılığın torpilciliğin kucağındadır DEVLET )) ENRİKALARLA seçilen,çok defa onun bunun kuklası durumunda bulunan yetersiz sultanların zorbalıklarıyla , şeyhülislam denilen zırvaların fetvalarıyla birleşerek , devletin başına , KURULUŞ felsefesinin tam aksi yönde, anlayış tebelleş olmuştur.

Ki  böylece ADAM taklidi yaparak mevki ve itibar kazanmak meşru bir seleksiyon / seçme sistemi haline geldikten sonra da OSMANLI devleti, kendi adamlarını yemeye, AVRUPA devletleri de OSMANLI tebasının içinden , kendi adamlarını / KLONLARINI üretmeye(!) başladı.

İşte bundan dolayıdır ki, düşünmek anlamak anlaşmak için, MUSTAFA KEMAL PAŞA’nın bize sıkı sıkı gösterdiği “” bilimsel “” ZAMAN ve ZEMİNE rağmen sosyo-politik olarak  birbirimizi , geçmişte olduğu gibi ve daha büyük bir iştahla YEMEYE devam edip, bugünlere geldik .

Ehhh ne kadar olsa, bilmem ne tarikatının, GEÇENLERDE , Ankara’da , hem de meclisin burnunun dibindeki bir binada , hilafet talep ederken , KAFİR diye sıfatlandırdığı bir kurucu başkomutanın ve kurdurduğu BÜYÜK MECLİSİN  bugünleriyiz.

İŞTE bu adamcılık, bugünkü PATLAMA ile kelindeki bütün bitlerin ortaya çıkmasını temenni ediyor ve bu bitlere, yakından bakmayı öneriyorum:

Burnumuzun dibindeki Yunanistan bile , bugün, tüm silah ve uçaklarını AYNI DEVLETTEN almıyor.NEDEN… Basit. Yarın biriyle papaz olursa, digerinden ihtiyaçlarını kesinti olmadan devam ettirsin diye.

Peki sen!?

 HEP aynı adamdan alıyorsun.Kim o!!! SENİ kucaklayıp, iktidar koltuğuna kim oturttuysa o canım.

ÖZELLİKLE senin devrinde, devletin bir çok temel kurumu ZAFİYETE uğratıldı, şekli şemali , sen çok biliyorsun ya, berbat edildi.

Dolayısıyla zamanında bu beceriksizlikleri yaparken sebep oduğunuz büyük TAHKİMAT( konumlanma )  hatası , bugün , bütün bir muharebe boyunca devam eder.

Evet yanlış okumadınız, MUHAREBE dedim.

ŞU anda memleketimiz bir MUHAREBENİN içindedir.Bu muharebenin adı TERÖRDÜR.

Bugün , savaşların tarz ve tavrı değişmiştir. ADAMINA göre savaş tarzı üretilmektedir. BİZİM hissemize de , efendiler, TERÖR tarzı savaşı uygun gördüler. TERÖR savaşı, özünde bir İSTİHBARAT savaşıdır.SENİN istihbaratının başına , bir başçavuş getirir, ipleri de eline alırsan , adamı göt ederler.

BUGÜN kabul etmeliyiz ki,  ekonomimiz  de, silahımız da , belli  ellere bağılmlıdır. ASLAN parçası “”RTE-akepistler” cavcav etmeyi bırakıp, gerçeğin somut ve anlaşılır bir biçimde peşine düşsünler. Oturdukları yerde , DIŞ MİHRAKLAR , RTE yi sevmeyenler vs diye FOTO ROMAN ağzıyla zykilmiş göte pansuman yapmasınlar.

DEVLET dediğimiz OLGU , bağımsız bir akıldır.

BAKIN bağımsız bir AKILDIR diyorum devlet için.

Bunu bu ülke , hiçbir zaman ANLAMAMIŞTIR.

ANLAMADIĞI için de bugün , habire malamat olmaktadır dünyaya…

BUGÜN dünyada birkaç tane bağımsız devlet vardır. Başta İsrail gelir, sonra abede, İngiltere pardon birleşik kırallık, biraz Almanya ve Fransa. Devasa çin bile, Japonya bile bu anlamda , devlet değildir. Devletçiktir, olsa olsa.

DEVLET olmadığınız için , olamadığımız için , devleti, birisinin oyuncağı zannedegeliyor, koca TÜRK devletini, bir tane adama eşit saymak cehaletini, cinnetini gösteriyorsunuz.

BU cinnetten dolayıdır ki, İSTİHBARATI, masa başında oturup, klasördeki A4 kağıtlarını sıralamak zannediyorsunuz.

ZANNETTİĞİNİZ içindir ki, gebermeyi göze alan bir deyyus, bugün gene arabasıyla geldi, seni kalbinde patlatarak GÖT etti gitti.

ZANNETTİĞİNİZ içindir ki, İSTİHBARAT savaşını ,ANADOLU AJANSINDAN , abone olduğunuz haberlerin başlıklarını okumak cinnetindesiniz.

TEKRAR ediyorum ve edeceğim… TERÖR bir savaş şeklidir ve ülkemiz bu savaşın göbeğindedir.

TEKRAR ediyorum ve edeceğim … TÜRKİYE CUMHURİYETİ, recep Tayyip erdoğanın kişisel hırs ve eksikliklerini , çocukluk travmalarını tedavi etmek için kullanacağı bir ALET EDEVAT DEĞİLDİR.

ŞU anda , devletimizin 650 milyar dolar borcu olduğunu biliyor musunuz!!!Bu borç, yarın bizi Yunanistan gibi  , öteye beriye avuç açtıracak , malamat ettirecek hale sokabileceğini düşünmüyor musunuz ?

İSTİHBARAT polisin işi değildir.

TERÖRLE,  polis vasıtasıyla savaşılmaaaaaazzzz…

TERÖRLE, istihbarat terörüyle , başçavuş aklıyla , içişleri bakanı aklıyla savaşamazsınııııııııııııııızzzzz…

YAZIMIZIN başında, osmanlıdan verdiğimiz örnekteki gibi…

HİÇ bir kalitesi, cıvıltısı  olmayan, kasabasının dışına çıkmamış, çıkamamış , passat yerine AUDİ isterim diye tutturan , ortalama akıldaki bir siyasi kadro ile ancak ÇİĞKÖFTE yaparsınız…

AÇIK tribün kafasıyla , DIŞ MİHRAKLAR, dökülen kan yerde kalmayacak papağanlığına başvurmayın.

SİZE bu kez götüm bile gülmeyecek, bilesiniz…

SEN SÖYLE SEN İŞİT

KARŞIMIZDA BAYRAM ŞİT…

Not: kullandığım bazı argolar için özür dilerim, bağışlayın …