Kerhane günlükleri

Veyahut Maçka’dan Lâçka cumhuriyetine, olmayan aklımızın devri daim zamanları üzerine birkaç söz…

(( Sattığın bağın kaç salkım üzümü var !

Antep sözü ))

Bayan Leyla zana, meclis tüzüğünün uyardığı şekilde , 1 Kasım seçimlerini takiben , mecliste yemin etmedi.

Halbuki aynı leyla zana, 7 Haziran seçimlerinden sonra , tüzüğün amir hükmü uyarınca, doğru bir şekilde yemin etti idi.

Par dooon…

7 Haziran’da tecelli etmeyen MİLLİ İRADE , her nasılsa , EKEPE pardon AKEPE, 1 Kasım’da , %49 oy alınca , aniden TECELLİ ediverdi.

Ha ordan   siz de …

Evet , Leyla anıma devam ediyoruz…

Acaba bayan Leyla zananın yüzündeki, sanal ETBENİ, destur verdi de, hamfendi , 7 Haziran’da göstermediği / gösteremediği (aklı sıra ) Kürt büyük anneliğini yahut hamiliğini , üstelik bu kez cumhurbaşına da Kürtçe ışmar etmeyi  ihmal etmeyerek , çocukluğumuzun TELEFONCULUK oyununu mu oynadı , kendince! ?

Ya da bu TELEFONCULUK oyunu, aklımızın ermediği bir dört duvar arasında mı çizgi film şeklinde yazılıp, “hamfendiye” uygulattırıldı!

Hatta aklıma , meclisimizde , gerçekten MİLLETİN vekilleri var mı diye de sormak geçiyor.Öyle ya, duyabildiğim kadarıyla , bayan Leyla zanannın telefonculuk oyununa , doğru dürüst bir muhalif tutum dahi gelmemiş milletin “ vekillerinden”…

Yalan yok, hilaf da.

24 Kasım Salı, 2015.

Sabah saatleri…

Tam buradan devam edecektik ki, Suriye sınırını “ihlâl” ettiği söylenen bir “rus” uçağını düşürdük.

AKSİ gibi son zamanlarda da, bay cumhurbaşı, putinle KANKA MANKA hallerinde …

Hey yareppim , yaa allaaahhh…

Aynen bir tarihte, Suriye cumhurbaşı başşer esed ile olduğu gibi.

Sahi aramızda, memleketimizin hali hazır gidişatı hakkında , diyecek üç beş lakırdısı olan yok mu !!!

“” Prf A.Demirsoy’dan nakille :

Bir maymun kolonisinde,kuvvetli ( lider ) erkek ortadan kalkmadığı sürece,genç MAYMUNLARIN DAŞAKLARI , kırmızılaşmaz ve ERKEKLİK duyuları gelişmez.

 Hatta eşcinsel ( HEMCİNSEL) İLİŞKİLERE eğilim artar.””

Haddimce başta akepe olmak üzere, siyasal parti adı verili  “ yasal kişiliklerin” yaşamsallıklarına” baktıkça, ALİ HOCA’nın  maymun kolonisi ( Allah etmeye ))tespiti geliyor .

Bayan leyla zananın yeminsizlik( aklınca) hoyratlığının kötü yankılarını ortadan kaldırmak için , KİŞİYE özel yemin METNİ hazırlandığını duyduk.

Şayet doğru ise :

Toplumun / DEVLETİN temel değerlerinin muhafazası ve korunması İLKESİNİN altüst edilmesine yönelik,çok önemli bir YIKIM kararıdır.

Düşünebiliyor musunuz!

ADAMA soruyoruz…

“” yemininiz nassı ossun efenim”…

“Az pişmiş , sulu ve kanlı”…

Kerhane “blues(*) “

Dünyanın bir çok ülkesinde , kerhane vardır.Buralarda, parayla seks / cinsellik  satın alırsınız.Ne kadar bol para verirseniz, şayet az da olsa kafa dengi ise kaldırdığınız hanım, insani yanı ağır basan bir seks seansınız olabilir.

Fakat bu mekanların,yazılı olmayan ilkeleri vardır.Kolay kolay “ellenmez”, HİÇ BİR güç bu ilkeleri sarsamaz.

Nedir bu ilke(ler)!

Meselâ,sürekli aynı hanıma mı yazılısınız!

Bir gelişinizde,aklınıza esti, cam kenarında cıgarasını püfürdeten , balık etli bayana yazılmak istediniz.

Mümkün değil.

Kaç paraya kıyarsanız kıyın, o bayan sizinle odaya çıkmaz.

YANİ, gördüğünüz gibi KERHANELERİN bile raconu vardır, ilkeleri vardır, aklınıza estiği gibi eğip, bükemezsiniz.

“” O zamanlar “”, bir de , uygun görülmesi halinde, GECELEME imkanı da vardı.Aynen otellerde olduğu gibi konaklama belgesi düzenlenir, “noktada” nöbette olan polise , “ev” tarafından elden ulaştırılırdı.

Bu “ geceleme” faslı, gerçekten sıra dışı bir kesitti.Artık “gerçek kendisiyle” baş başa kalan ev, insanlaşır ve gereklerini yerine getirirdi.Kimse birbirine GÜNDÜZ “ viziteler” esnasında yaptıkları sululukları, küfürlü konuşmaları falan yapamazdı.

Yani LAÇKALAŞMAYA kat’iyyen imkan tanınmazdı.

Yemekler hazırlanır, hamamlar tekrardan yakılır, size tertemiz yatak örtüleri çıkartılır.İşret(**) saatine kadar , mutlaka “” hoş geldin”” enişte demeye gelinirdi.

Siz de merkep (( bugünün nesli eşek yerine sığırı tercih ediyor ve bence de iyi ediyor ))  değilsiniz ya, elinizde bir   tutam hediye ile giderdiniz “ gecelemeye”.

Acaba durduk yerde bu kerhane yazısı nerden aklıma geldi ki!

Bi yerden esiyor yaaa…

Hoşunuza gitti deel mi , sizi gidi kerhane guşları siziiii.

Şimdi şu yıldız koduğum sözcükleri de açıklayayım , değil mi ama!!!

(*)Blue(s) . Bu İngilizce sözcük, “S” harfi olmadan kullanıldığında “ mavi” renk anlamındadır.

Ayrıca , kafam dumanlı , uyur gezer haldeyim, rüyalara akıyorum gibi anlamları da içerir.

Şimdi “ S” harfi ulanınca , işin şekli değişir. KÖLELİK döneminde, zamanın “ abede” topraklarına, Afrika’dan , anasının ,babasının ocağından sökülüp , getirilen , siyah derili,inci dişli kardeşlerimiz , karın tokuluğuna, ölüm eşiğinde, pamuk tarlalarında kamçılanırken.

AKŞAM paydoslarında , önlerine konan zifir kaplardan karınlarını doyurup, birbirlerine sıkıca sokulup,ANAVATANDAN getirdikleri “ türkülerini” ,ZAMAN içinde, beyaz adamın müziğiyle karıştırıp, yeni bir bireşime yürüdüler .

Bizim BOZLAK ve BARAK havalarının,adeta Amerikan zenci karşılığı olan BLUES , kabaca , bu şekilde doğdu.

Bu arada , ben hâlâ “devletten”, imam hatip açmaktan kalan vakitleri olursa, KIRŞEHİR’e , örneğin NEŞET ERTAŞ bozlak okulu , müzesi / arşivi GİBİ biz Türkler’in pek de alışık olmadığı , KÜLTÜR muhafazası gayreti bekliyorum yaaa!!!

(**)İşret : Osmanlıca asıllı bir sözcüktür. Bir masa etrafında toplanıp, meyyy eşliğinde, ince muhabbet demektir.

Not : Çocuklara " NARSİYA günlükleri" diye filmler şeyettiriyorsunuz da , taş gibi gerçekimiz olan kerhanelerimizin günlüklerine niye şıııııııı diyorsunuz bakiiim...