UZUN BİR YAZI…

1

KUSURA BAKMAYIN….

BUGÜNÜN YEMEK LİSTESİNDE, TEK KALEM BİR YİYECEK VAR… SİVİLLİK…

SİVİL NE DEMEKTİR… NEREDE BULUNUR… NASIL BULUNUR…SİVİLİN, SİVİL OLDUĞUNU NASIL ANLARIZ…falan feşmekan…

ÖNCE, DİJİTAL ORTAMDA DERLEDİĞİMİZ, SATIR BAŞLARINA BİR BAKALIM…

A/ Sivil ne demektir…Askeri bir sınıfa ait olmayan ya da halk, özel kıyafet giymemiş kimse anlamlarındadır.

B/ Sivil toplum…vatandaşların çıkarlarını ve iradesini ilerleten sivil toplum kuruluşları ve kurumlarının toplamı veya 2) hükûmetten bağımsız olan toplumdaki bireyler ve kuruluşlar anlamında kullanılır.

C/SİVİL ALAN NE DEMEKTİR: insanların bir araya gelmelerine, fikirlerini ifade etmelerine ve kendileri için önemli olan konularda harekete geçmelerine olanak tanıyan fiziksel veya dijital ortamdır.

TAMAM MI, YETERİ KADAR BAKTIK MI… DEVAM EDELİM…

KONUYA, ZAMANINDA İDDALI BİR ŞEKİLDE GİREN İNSAN, PRF ŞERİF MARDİN’Dİ.

PRF. MARDİN, ÖNCE MAHALLE BASKISI KAVRAMINI, GÜNCELE TAŞIDI Kİ, YERDEN GÖĞE KADAR HAKLIYDI.

ORTLAMA TÜRK AHALİSİ(!), BUNA, “” EL’ALEM” DER. “” EL’ALEM”, BEĞENİN, BEĞENMEYİN, ÜLKENİN DAVRANIŞ KALIPLARINI BELİRLEYEN, EN GENİŞ YERALTI ÖRGÜTÜDÜR.

PRF. MARDİN’İN İKİNCİ ÇIKIŞI, “”TARİKAT VE CEMAATLERİ”, SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI OLARAK BELİRLEMESİYDİ.

BU NOKTADA, İNGİLİZCEYE BAŞVURURSAK, BUNA, GENELDE, “ NON- GOVERMENTAL” ORGANIZATION DENMEKTEDİR. YANİ: HÜKÜMET DIŞI YA DA, ( GOVERMENT SÖZCÜĞÜNÜ HÜKÜMET OLARAK ALMAZSAK), “”MER’İ”(GEÇERLİ-YASAL) YÖNETİM ERKİ DIŞINDA,O’NA UZAK ÖRGÜTLENME ŞEKLİNDE TÜRKÇELEŞTİREBİLİRİZ.

PEKİ BUNDAN ÖNCE, “” SİVİL”” NE DEMEKTİR,ONA BİR BAKALIM…

TARİFİNDE, ASKERİ ÜNİFORMA, ÖZEL GİYSİ GİYMEYEN OLARAK BELİRİTİLİYOR.

AMA HİÇ BİR TANIMLAMA, YAKLAŞIM, ZİHİNSEL ÖZGÜRLÜKTEN SÖZ ETMİYOR.BU AÇIDAN, MERHUM PRF İDRİS KÜÇÜKÖMER’E, GÖZ ATMAK İSTİYORUZ.

HERHALDE KİMSE, KÜÇÜKÖMER KADAR TÜRK AYDINI VE DEVLETİ ÜZERİNE DÜŞÜNMEMİŞTİR DİYE AKLIMDAN GEÇİRİYORUM.

O ZAMAN TÜRK “” AYDININA” YAKINDAN BAKALIM…

“”İMPARATORLUKTAN” BU YANA TÜRK AYDINI, GENELLİKLE, “” MERKEZ KAL” OLAGELMİŞTİR. YANİ DEVLETE, DEVLET KAVRAMINA BİTİŞİKTİR “” TÜRK AYDINI”…

KAPIKULLUĞU, GENETİK YAPIYA YERLEŞMİŞ; TOPLUMSAL ALANDAN ÇIKIP, BİYOLOJİK OLARAK, YAŞAMSALLIK DÜZEYİNE GEÇMİŞTİR.

BU DURUM, BUGÜN, DAHA DA ACIKLI BİR HALDEDİR. BİR KAÇ KİŞİYİ İSTİSNA TUTARSAK, ÜLKEDE, BAĞIMSIZ-ÖZGÜR DÜŞÜNEBİLEN VAR MIDIR!

TABİ Kİ BU DURUMDA, “” SİLİVRİ” UNSURUNU GÖZARDI ETMİYORUZ.

SORUNUN ÖZÜNÜ, BELKİDE ŞÖYLE KOYMAK GEREKİR: TÜRK HALKI, DEMOKRASİ İSTİYOR MU!BUNUN YANITI, SANIRIM, MAALESEFLİ BİR HAYIR NOKTASINDADIR.

O ZAMAN BİZ, RİSKİ GÖZE ALARAK, “” SİVİLLİK-SİVİL TOPLUM OLMA- STO” LARA, KENDİMİZCE BİR YAKLAŞIM GETİRMEYE DURACAĞIZ.

YUKARDA, KISACA DEĞİNDİK, TEKRAR EDİP, GENİŞLETELİM:KISACA SİVİL = ÖZGÜR, ÖZGÜRLÜK  DİYE ANLADIĞIM BİR KAVRAM…

DOLAYISIYLA, BU ÖNERME DOĞRU İSE, PRF MARDİN’İN, “” TARİKAT VE CEMAATLERİ” SİVİL TOPLUM ÖBEKLERİ OLARAK ANLAMASI VE TAKDİM ETMESİ, TOPTAN YANLIŞTIR.

NEDEN!

SİZ, HERHANGİ BİR “” TARİKAT YA DA CEMAATTE”, YERLEŞİK ZİHİNSEL ANLAYIŞA, DÜNYAYI KABÛLE, İNANÇ VE İTİKAT DİZGESİNE AYKIRI BİR ŞEY SÖYLEYEBİLİR MİSİNİZ!

ASLA. O HALDE. NASIL “” SİVİL”” OLUNACAK, BENİM ÖNERMEME GÖRE…

BİRAZ DA “”KÜÇÜKÖMER” HOCAYA KULAK VERELİM…

X/ Sorunun anlaşılamaması kadar çözümlenemeyişinin en önemli nedenlerinden biri, Türkiye’de “sivil” toplumun oluşamayışıdır.

Devlet, öteden beri kadiri mutlak bir oluşum olarak hükmetmiştir. Dolayısıyla iktidarı küçülten, paylaşan, dengeleyen toplumsal kurumlar (meclisler, senato, konseyler…) yoktur.

Toplumsal genetik, yani toplumsalın doğasına kazınmış olan bu ilişki biçimleri, toplumun katı birlikçiliğini koruma altına almakta ve bu durumu sürekli tekrarlamaktadır.

Bu ise ister istemez itaat ve tahakkümü uzlaştıran bir siyasallığa yol açmaktadır.

Cumhuriyet de bu süreci tasfiye etmek yerine, kendi egemenliği için bu kalıtsal nitelikten yararlanmıştır.

Dolayısıyla “doğulu” bir aydına düşen, bu soruların cevabını bulmak yanında, kendi toplumlarını batı sistemi karşısında istikrarsızlaştıran şartlardan çıkışın yollarını da aramaktır.

Gerçi “doğu” neresidir? O da başka bir sorundur.

Hem neden “batı” merkezli bir bakış açısının etkisi altında koskoca bir dünya ötekileştirilecektir?

En doğrusu üzerinde yaşadığımız kadim coğrafyanın ve toplumun değerlerinin anlaşılması ve ihya edilmesidir.

TOPARLAYALIM…

İNANIR MISINIZ, 1908 MEŞRUTİYET İLANINI TAKİBEN, İSTANBUL MERKEZLİ OLSA DA, CİDDİ BİR DÜŞÜNME-AKLETME- GAYRETLERİNİ GÖRÜYORUZ MEMLEKETTE…

CELAL NURİ İLERİ-HOCA TAHSİN EFENDİ-MEMDUH SÜLEYMAN- BAHA TEVFİK- ABDULLAH CEVDET VE İÇTİHAD MECMUASI…

BUNLARDAN SÖZ ETMEK DURUMUNDAYIZ.

LAKİN, BU GAYRETLER, AVUÇ İÇİ KADAR BİR BÖLGEDE, HADİ 2 ELİN PARMAKLARI KADAR İNSAN TARAFINDAN FARKEDİLİP, OKUNUYORDU, “” MAALESEF”” O KADAR.

O MUAZZAM, SESSİZ VARLIK, NÜFUS, DOĞUP BÜYÜDÜĞÜ KÖYÜN KARŞISINDAKİ “” DEPEDEN” BAŞKACA BİR YER BİLMİYORDU.

ABARTTIM MI! HAYIR. AÇIN, ŞEVKET SÜREYYA BEY’İN, “” SUYU ARAYAN ADAM” ESERİNİ DİKKATLİCE OKUYUN. AFYON CEZAEVİNDEKİ GÖZLEMLERİ OLAN KISMI, ÖZELLİKLE.

GÖRÜŞMEK ÜZERE.