KIRMIZI DÜĞME YAZILARI

Susamış ilâhlar ve ötesi

1

 

Zaman zaman, ülkemiz kimdir(!) hatta KİMİNDİR diye de düşünürüm …Yahut şöyle de sorabiliriz soruyu!

 

ANADOLU’daki insan varlığı hakkında, neler bilebiliyoruz!

((

Bunun için, ARKEOLOJİ ve SANAT yayınları / Türkiye’nin en eski kültürleri  ((  MÖ 1 000 000 – 550 / SAGONA / ZIMANSKY , Ancient Turkey 2009/ Routledge…İstanbul 2015 )) çalışmasına bakmak yeterlidir.

Kısaca , bu değerli eserin, 11. Sayfasına gidiyor , ALT PALEOLİTİK  başlıklı paragrafa bakıyor ve şu tespiti okuyoruz:

Orta anadolu’da bulunan KALETEPE Deresi, ANADOLU’daki iskan sınırını, yaklaşık, 1 000 00 YIL öteye çekmiştir.

((Kaynak : SLIMAK 2006 ve 2008))…

Ayrıca, DENİZLİ yakınlarındaki KOCABAŞ’ta, bir taş ocağında,traverten bloklar arasında,sıkışmış halde bulunan, HOMO ERECTUS ‘a ait, CALVARIA/ alın ve yan kafa kemikleri / ( KAPPELMAN 2008 )), yaklaşık 500 000 yıl öncesine tarihlenebilmektedir.Bu kafa kemiğinin , beyin zar dokusundan kala kalan “ enflamasyon”, kemik sahibinin , olasılıkla , bir VEREM hastası olabileceğini imlemektedir.

Bu tespit ise, birkaç bin yıllık olduğu düşünülen “” veremin”” , aslında , AFRİKA göç yollarından ,ANADOLU’ya gelebilmiş olanlarda ortaya çıkan bir rahatsızlık olduğu noktasında, bir veri tabanı oluşturmaktadır.))

İNSANLIK tarihinde, hiçbir toplu insan hareketi, “konduğu” noktadan, bir başka noktaya, tüm unsurlarıyla birlikte,yeniden hareket ederek gitmemiştir.

GERİSİNDE, mutlaka konduğu zamandaki insan unsurundan,bir miktar bırakmıştır.

NEDİR Kİ, yıllar önce, ÇATALHÖYÜK kazılarının dönem başkanı, alman arkeo. Profun, bir yazısından, kısa bir bölüm anımsıyorum.

“ YAPTIĞIMIZ kazılardan çıkardığımız, insan deri ve kemik örneklerinin, kazılarımızda çalışan bura KÖYLÜLERDEN aldığımız kan örnekleriyle, bire bir uyuştuğunu gördük.”

Şimdi, bu alman hoca, abartmıyorsa, namuslu bir bilgi veriyorsa, bu,dehşet bir durumdur.

Zira , GÖBEKLİ TEPE bulununcaya kadar, ÇATALHÖYÜK, MÖ 10 000 yıl ötesine taşan , sanırım ilk yerleşim yeriydi.

Bu durumda, kan örneği alının ÇATALHÖYÜKLÜLER’in, görece, 10 000 yıldır , “” BU bölgede”” yaşadıklarını ileri sürebiliriz.

ANADOLU, coğrafya olarak, bir köprüdür.Köprüler,çoğunlukla, “” gelip geçmek” için kullanılır.ANCAK, 1000 küsür yıl önceki, olasılıkla, SON ASYATİK göçle gelip, konanların, çok azının,bir yerlere HAREKET ettiğini ileri sürebiliyoruz.

ANTİK TARİH ve arka planının, çok yaman bir “” alan” olduğunu , hiçbir zaman akıldan çıkarmamamız gerekmektedir.

Örnek : Anadolu’ya , 1000’li yıllara doğru , ilk gelen ASYATİK göçler kimdi ! Açık bir kaynak var mı!

DÜN de bugün gibi, “KİMİ TÜRKLERİN” , kaynağı bulanık arap/seviciliği nerden geliyor!Bunu “bildirebilen”, açık bir kaynak var mı!

 

TÜRKLER’in bir kısmı , “görmedikleri bir tanrıya, nasıl inanabildiler!?”

Kırbaçla mı,yoksa başka bir şekilde , “” ikna mı “” edildiler!?

AÇIK bir kaynak ,pek yok sanırım.

DÜŞÜNELİM…

KORKMAYALIM…

(( BİLİMLERE DAYANARAK İLERLEYEBİLEN TOPLUMLAR, YARINLARA KALICI OLUP, İNSANLIK BİRİKİMİNE , YARARLI BİLDİRİMLER BIRAKIRLAR.

BİLİMİN SAĞ DUYULU IŞIĞI İLE DÜŞÜNEBİLMEK,DÜŞÜNDÜKLERİNİN SAĞLAMASINI YAPABİLMEK, KESİNLİKTEN KAÇINMAK, BULGULARINI, TEKRAR TEKRAR DENETLEMEK, ANCAK BUNU YAŞAM TARZI HALİNE GETİREBİLEN TOPLUMLAR, KALICI VE ÜRÜN VERİCİ OLURLAR.

BUNDAN 100,200 YIL SONRA, BİR SUUDİ ARABİSTANI,KİMSE HATIRLAMAYACAK,KABE BİLE ORTADA KALMAYACAK.HATTA VATİKAN BİLE ,OLASILIKLA, BUTİK OTEL OLACAK. BÜTÜN TİBET MANASTIRLARI , TURİZME AÇILIP, APART OTEL HİZMETİ VERECEK.))

Sonra , insanlık, dilerim ki, ellerini şakaklarına koyup, düşünecek !

Ben ,neye,nelere,neden,nasıl İNANAKALDIM diyecek!

Meğer gerçek, burnumun dibinde,ben,farkında değilmişim diyecek…

Gelelim bu ÜLKE kimindir sorumuza!

Bir kere , bizim değildir, hiçbir zaman da bizim olmamıştır.

Bu noktayı, her BABA YİĞİT bilmez. Bilebilmek için, bazı “tuhaf” deliklere girip,çıkmak gerekir, benim gibi.

C.BAŞKANLIĞI ,muhafız alayı komutanı, ALBAY ÇEVİK BİR’i, ilk gördüğüm gün geldi aklıma.O gün de, tarihin bir cilvesi, K……… operasyonunda olduğu gibi, nöbetçiydim.

Çevresine “ışık” saçan bir gök cismi gibi,uzunca boyuyla,hafif sağa,sola yıkıla yıkıla , kapıdan girip, nöbetçi amirimizin elini sıkıp, bizlere sesli olarak “merhaba arkadaşlar” demişti.

Seri ve hızlı adımlarla yürüyordu.Peşinden gelenlere, sanki sessiz bir şekilde, kendisini neden dinlemediklerini ima eder gibi bakıyordu. Asansörün kapısına kadar, uğurladık. Uçtu, gitti.

Kim olduğunu,o an bilmiyordum.Fakat fiyakalı biri olduğu belliydi.

Nitekim, yürüdü gitti. Sonrasını merak edenler, açar,bakar lütfen.

Evet, devletimiz, hiçbir zaman bizim olmamıştır demiştim…

BUGÜN,sadece , karikatürü  kalmış parlementonun duvarındaki, “ EGEMENLİK, KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR” dün de içi boştu,bugün de!

ATATÜRK’ün sağlığındaki “saylav/ m.vekili” tespitini, bir yere kadar HOŞ görebilirim.

Binbir türlü yılanın,çıyanın ortalıkda tepinmesine , PAŞA, bir şekilde karşı koymak istemiş olabilir, bilemeyiz aklının gerisindekini.

AMA chp/İnönü devrindeki saçmalıkları ve hele menderesin ipe sapa gelmez, tutum ve tavırları, nihayet NATO’ya üye olarak, egemenliği, sessiz sadasız natoya,gerçekte “emerikaya” elden teslim edişleri, geniş bir tabanda BİLMEMİZ,anlamamız gerekmektedir.

DÖNEMİN koşullarının, psikolojik arka planı, ne denli tuhaflıklarla doludur, bilemeyiz.NATO’nun da, son kertede, ne MAL olduğu da, ortadadır.

Bu itibarla, ülkemiz için, ÖRSLE Çekiç arasında “”kalmış”” bir ülke demekte  sakınca yoktur.

Bu “kalmışlığa”, mutlaka , MİLLİ GÜVENLİK KAVRAMI başlığının eklenmesi gerekmektedir.

Neden!

Çünkü COĞRAFYA, kaderimiz ve kederimiz olmuştur.

KAYI hükümdarlığı ( çok çok yanlış yere OSMANLI denilen )) Trakya’ya geçip, imparatorluğa evrilmeye başlamasından itibaren, çok yanlış yönetilegelmiştir.

Bu dehşet yanlışların İZDÜŞÜMLERİ, bugün,başımızda boza pişirilmesine neden olmaktadır.

Bölgede, üzerimizden, EMPERYAL tatminlerini uygulayacak olanların eline, misli görülmemiş üstünlük olarak ,görülmektedir.

EN BÜYÜK YANLIŞ: Kayı, varolan padişahtan sonra gelecek olanın,nasıl geleceğine ilişkin , oturaklı bir disiplin tesis etmemesidir.

600 yıl süren bu kaotik durumun , cumhuriyet ilanıyla ,ortadan kalktığı falan da yoktur.

600 yıl , okuma yazma anlama’da , yerlerde sürünen bir toplumun, az zamanda ayağa kalkmasının beklenmesi, ZATİ SUNGUR sihirbazlığında görülebilen bir göz boyamadır.

Bugün , ülke, göreceli olarak, “ fabrika ayarlarına geri döndürülmüştür”.

Çünkü ilahlar ,öyle istemektedir.