FACE alanında, bir öbek değerli yoldaşın istemi doğrultusunda, ÖZGÜRLÜK ve özgür düşünce başlıklı bir YERLİK ( alan) kurduk.

Yürüyüşümüz, bunu, bir DÜŞÜNCE TOPLULUĞU haline getirebilmek menzilindedir.

AŞAĞIDAKİ yazı, bu düşüncemizin ilk basamağıdır... 

Özgür düşünceye giriş…

1

Bir gün bir de bakarız ki, dünyaya gelmişiz.Uzunca bir  süre,belkide hiçbir zaman, bu işin nasıl ve neden olduğunu sorgulamak,aklımıza gelmez.ASLINDA tümcemizin içindeki “aklımıza” sözcüğü yanlıştır ama giderek alışkanlık haline gelen bir hâldir bu “akla gelmek”.Aslında akla gelen bir şey yoktur.AKLA geldiğini sandığımız şey,gerçekte BELLEĞİMİZE gelen “şeydir”.AKILLA belleği,çoğu kez de karıştırırz.

BİZ, burada,bundan sonraki yaşamımızda, özgürlük, özgürce düşünebilmek konusunda neler yapıp,edebiliriz yolunda,ciddi ve içten bir gayretin içinde olacağız.

Topluluğumuzda yer almayı  düşünürken…

Şayet “AKLINIZDAN”  , din dışı bir  tarikat,topluluk,cemaat oluşması gibi bir fantazi geçiyorsa,yahut, bizden öyle bir beklentiniz varsa, yanlış yerdesiniz.

“Tek amacımız var: insanın özgürleşmesi; insana sınırlarını yıkmak konusunda yardımcı olmak” ;yani bir anlamda, “”İNSANIN””  kurtuluşuna , bir çentik atmak, onu sarsmak, titretmek,içindeki olası bütün iltihapların DIŞARIYA akmasını sağlamak.

Oldu ya, size ağır geldi burası.

ARZU ederseniz…

 Başka örgüt  bulup, bir başkasının gelip sizi “kurtarmasını” bekleyebilirsiniz.

 Kendinizi içine kapatmak için kafesler örmenize karışamayız. İstediğimiz,  insanların, YALNIZCA “” koşulsuz ve mutlak””  bir özgürlüğe kavuşmasıdır” .

ÖZGÜR olabilmenin başlangıç taşı, size aitmiş gibi gözüken ne varsa, inkâr etmektir.Unutmayın ki, “ düşünüyorum” derken, gerçekte düşünmüyoruz.

KAFAMIZIN içine , çocukluğumuzdan beri tıkıştırılanları, her defasında, yeni baştan sıralayarak “anımsıyoruz” ki, bu DÜŞÜNME DEĞİLDİR.

İlkokuldaydık,çok iyi anımsıyorum.Bahçede, bir arkadaş, yemekte olduğu simidin kırıntılarını yere döktü, haliyle.

Bunu,her nasılsa gören bir  kız arkadaşımız, rüzgâr gibi yanımıza gelerek, alt tonda çığlık dolu bir sesle:

“”

HEMEN onları yerden topla, yoksa yarın ahirette, kirpiklerinle toplatırlarmış demez mi!”

Şimdi çocuk yaşından itibaren, bu şekilde ,cinler periler zebaniler şeytanlar taşlamalar haşlamalar , tuvalete yedi adım kala,bilmem ne duaları okunması gerekirlerle(*) “büyütülen” kuşaklardan, yüksek değerlikli bir YAŞAM kalitesi , kendine güven, yaratıcılık vs beklemek, boştur, nafiledir,hayaldir.

UNUTMAYINIZ ki.

Kendinizden başka hiçbir şey, sizin değildir.

Ruhunuzu( kimine göre RUH varmış ), aklınızı,benliğinizi/yani varoluşunuzu,sizin olmayan HER ŞEYDEN ÖZGÜRLEŞTİRİP,bir tek saf iyinin ve bilginin peşinden gidebiliyor musunuz!

Ya da gidebilecek misiniz!

İşte bu gidişin yollarını, beraber yapılandırmaya duracağız alanımızda.