1-Ne kadar az yüksekten uçarsan

Düştüğünde o kadar az ,canın yanar!

Tibet atasözü.

2- Ahmaklık , kader olamaz,olmamlıdır.

BEN…

3-

Cümle ehli âlemin mamûresin arzetseler

Ehli fakrin hissesine mülki istigna düşer

AVNİ

Türkçesi : Bütün elâlemin iler tutar nesi var, ortaya konsa, mülksüzlerin payına düşen MÜLK, kâinata metelik vermemektir.

Üç numaradaki “” beytin”” ( yani çift mısranın/dizenin ) kime ait olduğunu bilen ( sözde ) “Osmanlıcılar “ var mı aramızda!

HANİ , morarıncaya kadar , boş teneke misalî , “Biz Osmanlı torunuyuz” diye , akıllara ziyan lâf edenler var ya! Onların dikkatini çekmek istiyorum.

Bilin ulan kopye çekmeden , bu beytin kime ait olduğunu… Atatürk heykelinin önünde ,miyavlayacağım,kör olayım.

ACABA hayatınızda, bir mısra DİVAN ŞİİRİ okudunuz mu!

Siz, Osmanlı deyince, elinde pala , ötede beride kelle kesen, haraç alan , SUHTE isyancıları, çift – bozan levend bölükleri zannedersiniz.

YANİ bugünün ağzıyla , çek senet mafyacılığı, mekân basma, alın teri akıtmadan haraç toplama goygoyculuğu: Hasan HEYBETLİCİLİK ,Dündar Kılıçcılık vs.

Böyle inceliklerden size ne,elbette.

ANLAMANIZI bekleyemem zaten.

A-

Okuma-yazma bilen , genellikle okur/yazar cahildir bu ülkede.Yani okur yazar olmayanlara, yalnızca OKUMA/YAZMA öğretirseniz, okur/yazar cahil elde etmiş olursunuz.Bu ülkede çoğunluk yapılan “” öğretim” işi budur,eğitim yapılmamaktadır.

B-

AYDIN ise, bu okur yazar taifesinin, bilgi-meslek sahibi olanına denir. Doktor, savcı, mühendis, muhasebeci gibi meslek sahipleri, temelde AYDIN okur yazarlardır.

C-

Entelektüele gelince , iş değişir.

Entelektüel, belirli bir meslek ( bilgi )  sahibi olmanın yanı sıra, DÜŞÜNCE de üretebilendir.

“” Ama””…

( İmam ossu…………..sa , cemaat de sı…………r  , özgünlüğünü  anımsarsak, durup durup , “ONLAR okudular da ne oldu yani “” diyerek, bilinçli bir aşağılamayı sürdüren ve bunu da yaşamın sarsılmaz gerçeği konumunda ısrar edenlerin, İNSANİ gelişmeye verebilecekleri tek şey, tabut sayısının artışından başka bir şey değildir. )

ENTELEKTÜEL, ille de SİSTEMLİ bir düşünce üretmek zorunda değildir.

Sonuç itibariyle, AHMAKLIĞIN görünür/ görünmez belâlarından kurtulmanın en keskin yolu, ısrarla BİLGİ yolundan sapmamaktır.

ÜLKEMİ, 1923’e , büyük iddialarla hazırladığını söyleyen İKTİDAR ZİHNİYETİ, bol bol KURAN kursları açarak, habire öteye beriye küfrederek, u.arası sorun yaratarak, yaratılması için kambura yatarak , hangi menzile,hangi yüksek hedeflere ulaşabilecek!

Bu sabah ( 16.05.2017 Salı ) ,bir gazete haberine göre, milli eğitim bakanlığı, bu yaz, TEMMUZ başında başlatacağı kuran kurslarının başlama tarihini,hemen HAZİRAN ayında, okulların bitişinin birkaç gün sonrasına çekivermiş.

Açıkca görünen o ki…

SİSTEM yani akepe parti devleti, bu topraklar insanının, AKIL gücünü, çocuk yaştan itibaren ezip, baskılayarak ,yalnızca İÇGÜDÜLERİ ile yaşar halde kalmasını , derinden ARZU etmektedir.

KEMAL TAHİR gibi söylersek : Ceberrutlaştığını / zalimleştiğini, bir çok eyleminde APAÇIK görebildiğimiz akepe parti-devletinin , ki tamamen yasa dışıdır, böyle bir tasarrufu, COCA COLA’nın ,yarınki TÜKETİM KİTLESİNİ, erken/çocuk yaşta hazırlamak için,piyasaya sürdüğü KIDS COLA / çocuk kolası ÜRETİM doymazlığı ile arasında hiç farkı yoktur.

İlkokul 4. Sınıftan itibaren ,dünyayla yarışacak olan çocuklarımıza,baskıcı bir kafayla kuran ezberletmek  ile KIDS COLA , aynı diktanın ürüenleridir.

DÜNYADA , ön sıralarda yer almak isteyen bir ülke-devlet, yarınının sahibi çocuklarına , kuran ezberleterek , DÜNYA SAHASINA çıkamaz.

Sonra devam edelim…

(( 62 yaşındayım, daha ne kadar buna benzer yazılar yazmak zorunda kalacağım acaba!!!))