ANASAYFA  |  ÖNERİ VE ŞİKAYET  |  İLETİŞİM

BİYOGRAFİ HABERLER MAKALELER GİYOTİN HAVUZU İLETİŞİM
TARSUS BİR ATEŞTİR | HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi
  KADROMUZ
 
TARSUS BİR ATEŞTİR

UZAKTAN BAKARSAN EĞER / 26

26. Bölüm

 

 

""" short and fat guy """...

 

Bizim memlekette duyduğum hoş, anlamlı hatta pek de manîdar , insan tavrı tasviri, tespiti söz vardır ; EL İYİSİ…

Aslında ,üzerinde saatlerce hatta sayfalarca düşünülecek, akıl patlatılacak bir davranış dairesidir bu söz.

EL İYİSİ…

 

Yani dışarıya karşı ballı börek.

Evine , adeta taş.

Ben, bilgili,becerikli,hayırlı,hatta entelektüel altyapısı olan ailelerden söz etmiyorum.Ortalamayı aktarmaya gayret ediyorum.Bugün de ,yakınımda  böyle bir EL İYİSİ var.Bunları zaman içinde öğrendikçe , yapılanların özündeki hataların, ne denli yaralayıcı,yaşamı durdurucu olduğunu kavrıyor insan.

Memleket, sadece Tarsus mu!

Hayır ;  baştan sona ,  açık bir ruhsal sapma zengini klinik gibi görünüyor gözüme. Burada AKIL,sanki istop etmiş, marş basmıyor gibi.

Bir türlü…

Biz, bu kliniğin TARSUSU’yla  ilgiliyiz en başta.Bu ilgi, bu satırları okuyacak olanlarca , gerçekten sözüyle/ruhuyla anlaşıldığı ölçüde, bizleri , yarın basıp, gideceğimiz yerde( neresiyse ya da varsa öyle bir yer ) , afili afili dolaşmamızı, hava atmamızı sağlayabilecektir.

Yani, gerimizde,adam gibi  faydalı ,iş görebilecek bir eser bırakmış sayacağız kendimizi.

 

Şimdi…

 TARSUSLU, özde çalışmayı pek sevmez…Belki bu soru , bugüne değin hiç bu denli YÜKSEK sesle sorulmadı.

KİMBİLİR…

TARSUS’u , çoğunluk ölüler geçindirir.Bu nasıl bir geçimdir, bîzahmet , onu da siz bulunuz lütfen.

Birbiriyle , ticari ve sınaî ortaklık kurmaz…

 Kolay kolay…

Sürekli birisinden,birilerinden destek bekler;maddi,manevi.

Satıp, yemeyi büyük bir şehvetle sever.

 Bana,zamanında önemli bir sanayici, midelerinin dar olduğundan bahisle, kolay kolay bir araya gelemeyeceklerinin altını çizmiş, öz be öz TARSUSLU olmama rağmen, çok şaşırmıştım.

Çünkü TARSUS’a hep dışarıdan yani bir anlamda gerçek iş-hayatının dışındaki bir daireden bakıyorduk,o ana kadar.

Çok ciddi  PAMUK ihracat gücünün varolduğu bir işletmede idim.Bölgemizin ,adeta pamuk DIŞSATIM merkezi idik.

Yabancı bir PAMUK komisyoncusunun yanında ,çıraklık edecektim.

Burada durmak istiyorum zira durağımız, yarının TARSUSU’nun ticari ve endüstriyel ufkuna, ciddi katkı sağlayacak bilgi ve anlam irtifasındadır.

ADAM, aslen MISIRLI , büyük toprak ağası , ALBERT D’nin(*) oğlu , çok ünlü bir Yahudi pamuk komisyoncusuydu.Bir olanaktan yararlanarak, yanına çırak olarak yazılmıştım!

(*) Mısır’da , CIA’nin gizliden koltuk çıktığı NASIR ve GENERAL NECİP liderliğindeki ihtilâl, KIRAL FARUĞ’u devirdiğinde , Mısır,aklı sıra , ARAP SOSYALİZMİ diye bir şey uydurdu.Bu çerçevede , büyük tarım arazileri devletleştirildi. ALBERT D.’nin  , bir gecede , 50 000 dönüm arazisi,elinden alınmıştı  diye anlatmıştı oğlu “Mösyö D”…

O yüzden NASIR’dan nefret eder ama 50lili yılların ,sinema dünyasının en çarpıcı hatunlarından İtalyan Gina Lolobrogida ile de , Roma at yarışlarında, nasıl çatır çatır para yediğini de anlatma yiğitliğini gösterirdi.

Hakkını yemeyelim.

Arapça, Fransızca,İngilizce, Allah bilir almanca da biliyordu.Ben, yanındayken , pek İngilizce ve Fransızca konuşmazdı , telefonlarda.Arapça’yı tercih ederdi.

Nadiren  , almanca konuşurdu.

Dünyanın sayılı PAMUK aracı-alımcılarını ,Çukurova’da temsil ediyordu.Nerdeyse bütün ÇUKUROVA hatta ANTALYA , Tarsus’a , bizim işletmeye geliyordu MÖSYÖ D.’den dolayı ve haliyle, ben de tüm gelen yerli ve yabancı kişilerle tanışıyor, ufkumu,anlayışımı ,görgümü geliştiriyordum.

Birgün , toplu halde öğle yemeğine gidilmişti.

Yemekte biz, Tarsuslu bir başka pamukçu/ çırçırcı , MÖSYÖ D., iki tane İtalyan iplikçi ve bir de İtalyan pamuk komisyoncusu/alıcısı vardı.

Ben, masaya yerleşmenin  azizliğiyle, İtalyan iplikçi Bay Luig©i ile karşı karşıya oturmuştum.

Şimdi burayı iyi okuyun lütfen.

MÖSYÖ D., şampanya tip pamuk örneği istemişti.

Yani yağmur yemiş balyalı pamuğun  üzerinde ,şampanya sarısı lekeler oluşur.

Ondan dolayı ,pamukçulukta bu pamuğu,  ŞAMPANYA TİP diye tasvirlemişti MÖSYÖ D…

Örnek gelince,haliyle bir süre elyaf çekildi, liflerin direncine el yordamıyla bakıldı vs.

Derken fiatlandırmaya sıra gelmişti. Bizim patron , İtalyan alıcıya , ne fiat verebileceğini sordu benim vasıtamla.

 Bizim malı “ faturalandıracağımız” İtalyan aracı , “ MÖSYÖ D.’nin  olduğu yerde, sadece o fiat verir,başkasının  fiat verme yeterliliği yoktur” demez mi!

Hava biraz gerildi, içkilerden birer yudum alındı,gerginlik azaltılmaya çalışıldı.

Derken ben, karşımda oturan İPLİKÇİ Luici’ye ,aynen şunları söyledim :

“Sinyor Luici, sen bu pamuğu  sonuçta ,bizden almıyor musun! Bütün bu aracılara ne gerek var ki! İşte sen,işte biz…” deyince , Sinyor Luici de bana:

“ Sen,yaptığın alışverişten memnun musun, para kazanıyor musun, önce bana bunu söyle Sinyor Sungur”…

“Evet,memnunum,para kazanıyorum” dedim.

“ O halde ,havayı germenin ne alemi var, bak,sistemdeki herkes para kazanıyor,mutlu. Ne gerek var zinciri bozmaya” deyince, ben, boş zamanlarımda ,bu uyarıyı düşünmeye başlamıştım.

AMA bu uyarı, aklımı çelmeleyip,  başka bir uygulamanın  gelmesini sağladı  ve dönüp, patrona, önerimi söyledim.Hani yukardaki cümlelerin birinde, patron bana  ,bizim karnımız dar vs diyordu ya!

İşte tam oraya geldik şimdi.Bizim özel anılarımız,bir süre bekleyebilir.

Ben, bütün bu karmaşık gibi görünen alavere sadeliğini görüp,kavrayınca, patrona ,şöyle bir teklifde bulundum…

Adam yani MÖSYÖ D., alıyor eline sağın,solun alımcı pamuk firması ödeme emirlerini ( AKREDİTİF ) …Tarsus’ta,Adana’da kapı kapı, çırçır çırçır dolanıyor.Yetmiyor, Ceyhan’a uzanıyor. Hatta URFA SURUÇ yaptığı bile oluyor,az da olsa.

DEMEKKİ dedim, adam son derece analitik düşünüyor, ıcığını,cıcığını görünceye kadar ,pazarı kolaçan ediyor(du).

SONRA…

Bir sabah bize ya da başka bir çırçırcıya varıyor, elindeki AKREDİTİFİ, çaktırmadan göstererek, başka bir çırçırdan geldiği mübalâğasını yapıp, oranın bilmem kaç SENT /KG pamuk fiatı verdiği şaşırtmacasını masaya koyuyor.

Bunu gören “”çırçırcı”, vayyy diyor içinden , demek öyle haaa…

“”MÖSYÖ” nün sözde belirttiği SENT/KG pamuk fiatının az altında bir fiat söylüyor, ihracat partisini kapmak ya da toplam ihraç miktarına katılmak için.

 

Yaniiii …

 

Kısaca …

 

Adam,elindeki AKREDİTİF mostrasıyla, biziiii, efendi gibi bizeee KIRDIRIYOOOOOOR.

Abi dedim, bunu kırmamız gerekir, memleketin selâmeti açısından.

Nasıl kırarız dedi.

Tarsus’ta, ihraç kalitesinde mal hazırlayabilecek tüm çırçırcılar toplanıp, bir TARSUS PAMUK DIŞ TİC. Firması kuralım.

Herkes , gücü nispetinde bu şirkete ortak olsun.TARSUSun pamuğu, tek elden bu şirket tarafından ihraç edilsin.Biraz daha ilerde ,belki kendi İPLİK tesisimizi vs de kurarız.Yani tam anlamıyla “” mamûl “ madde de ihraç edebilecek sevyeye geliriz.

Yani bundan sonra “ MÖSYÖ” geldiğinde, çırçırcılarla birer birer  değil, yalnızca TARSUS PAMUK DIŞ TİC. Müdürü , örneğin ben, ile muhatap olacak.

Dedim,ayrıntısıyla anlattım anlatmasına ammaaaaa… İşte orda sevgili  ağabeyimiz,tarihe geçen sözü sarfetti.”Biz TARSUSLU’yuz , birbirimizle edemeyiz.Ben,ısrarla neden abi,bak herif bizi içerden patlatıyor dedimse de…

Olmadı.Olmazdı da.Ağabey patron haklıydı…

O gün,TARSUS’ta sanırım kırkı aşkın çırçır vardı.Veee bir parti iktidara gelmişti.

Bugün kaç çırçır var ki!!!

12 Eylül ertesiydi. Bu partinin başkanı olan başbakana , daha sonra ,NEWYORKLU taksi şoförü, “OOO short and fat guy” diyecekti(*)…

(*) Haaa , kısa boylu şişman herif…

KAYNAK : Sabah yazarı(!) Mehmet Barlas…

 

Bu “” short and fat guy” sayesinde , u.arası  diğer dinamikler ,elele verdiler veee ÇUKUROVA’da pamuk tarımı …

 

Afedersiniz efeniiim oldu…

HAAA ben ne oldum bu arada…Onu da aradan çıkartayım…

Ben, dediğim gibi , o zaman ( 1984 ) 72 yaşında olan MÖSYÖ D.’ye çıraklık etmek ve zaman içinde , o dehşetli u.arası pamuk temsilciliklerini devralmak üzere, kendi isteği ile ağabey patronumun ricasıyla ,koşa koşa işbaşı yapmıştım.Öyle ya , adamın temsilciliklerini yaptığı firmalar, dev kuruluşlardı.Bunlardan sadece  BUNGE’ye bakın internette,yeterlidir.

Mösyö ,ikinci evliliğini , Mersinli bir g.müslim hanımefendi ile yapmıştı.Birgün bu hanımefendinin büyük erkek yeğenini , kendi ifadesiyle, yanına almak zorunda kaldı.Bana da bunu,ıkına sıkına ,hesapta çok üzülerek söyledi. Derken , bir sabah Ceyhan’dan , kıpkırmızı bir suratla geldi. Şoförü ,kulağı çınlayasıca Kerim Abi, aman dedi barut ki ne barut.

Dedim hayrola MÖSYÖ D…Benim MÖSYÖ şeklinde hitap etmememi,sadece adının yeterli olduğunu ,ısrarla belirtmişti.

 

Ne kadar yüksek bir özgüven…

Dedi ki , o “son of a bitch(*)”, benden aldığı şirket bilgilerini kullanarak, habersizce o şirketlere telefon etmiş, TELEKS göndermiş.Millet benim evi arayıp duruyor.

Kıyamet nasıl kopar.

Devamında okuyacaksınız efendim.

Şimdilik bu kadar…

(*) orospu çocuğu demek…

 

Başlık resminde gördüğünüz , tipik bir ROLLER GIN yani toplu çırçır tekil makinasıdır...

 



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

    Bu Habere Henüz Yorum Yapılmamış..!



 
 HABERLER
 
RÜZGARLAR ve TEPELER
1. BÖLÜM

Tarih : 5.05.2024
Devamı...
 
 
TUTUNAMAMAK
13. BÖLÜM

Tarih : 25.04.2024
Devamı...
 
 
 
 MAKALELER
 
BİR EMİNE ROMANI
İÇ DÜNYA ÖYKÜSÜ

Tarih : 10.01.2024
Devamı...
 
 
sonbahara merhaba
candan ve gönülden

Tarih : 14.10.2023
Devamı...
 
 
 
 GİYOTİN HAVUZU
 

2. BUYRUN
DEMEKKİ NEYMİŞ

Tarih : 27.02.2024 |
Devamı...

 

TUTUNAMAMAK
7. BÖLÜM

Tarih : 27.02.2024 |
Devamı...

 

TUTUNAMAMAK
6. BÖLÜM

Tarih : 26.02.2024 |
Devamı...

 

TUTUNAMAMAK
5. BÖLÜM

Tarih : 25.02.2024 |
Devamı...

 


 
 

 
 
ANASAYFA BİYOGRAFİ SIK KULLANILANLARA EKLE GİZLİLİK İLKELERİ İLETİŞİM


Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.

HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi | huseyinsungur.com © Copyright 2015-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA