Ah Eric Von Daniken.

Zecharia SITCHIN aaah…

Benim gibi yığınla meraklının aklına , yıllar önce karpuz kabuğu getirdiniz ya!Tabiî DANIKEN burada, en başta durur.

1973 Sonbahar’ı,”O”nu tanıyıp,ilk kitabı TANRILARIN ARABALARI’nı okuduğumuz tarih kesitidir.

Hadi biraz ÖYKÜ tadı verelim yazımıza;rejimin baskısından,tevelerin çoğunluğunun “konuk” ettiği İNSANSILARIN ağızlarından akan dışkılarını , bir süreliğine dikkate almayalım.

KABATAŞ LİSESİ’NDE (İstanbul) son sınıftayız.Tuhaf huyları olan bir okul. ÖRNEĞİN rahmetli Şenay’ın “hayat bayram olsa” adlı şarkısı yasak!

NEDEN!

Özellikle biz yatılıları ruhen gevşetir,memleket özlemini kamçılar, derslere dikkatimizi dağıtırmış.

PEKİ!

DÜNYANIN en güzel SU YOLLARINDAN olan İSTANBUL Boğazı’nın nazlı nazlı akışı,ÇAMLICA tepelerinden esen çam kokulu yelin,boğazın tuz ve iyotuyla birleşerek , hergün burnumuzu,genzimizi,aklımızı yakarak, türlü çeşit hûlyalara dalmamızı  neden YASAKLAMADINIZ diye, saçma sapan bir soru da sorulabilirdi;aklı,fikri talebeyi nasıl kıstırsam da, ceza versem diye düşünen ,fizik hocası vahit başara!!!

TAHMİN ettiğiniz gibi, TANRILARIN ARABALARI’nın okula sokulması yasaktı.Ama hiçbir zaman bilemeyeceğimiz, 1400 yıl önce nasıl yazıldığı halen tartışma konusu olabilen , arap çöllerinden çıkıp gelmiş bir “tanrı” için , günde beş kez ibadet çağrısı yapılabiliyordu.

Kusura bakmayın, isterseniz okumayınız yazımı.

Yine doğru tahmin ettiniz; evet,bu meşhur kitabı , gizliden ben sokmuştum okula .

ŞİMDİ bu yazımızda, “tanrıların arabaları”nın , artık temsil ettiği diyelim, düşünceye, iddiaya , hipoteze, oldukça değişik bir mantık kuruluşundan-anlayışından yaklaşacağız.

SOSYAL bilimlerde , genellikle kullanılan lineer, yani düz-doğrusal mantıkla bakmayıp,başka türlü bir pencere açılması , mümkün olamaz mı kesişmesinden yürüyeceğiz.

Buyrun efendim:

UZMANLARA göre, antik dünyanın işgücü tasarrufu sağlayan ilk büyük icadı olan tekerleğin ortaya çıkışından yalnızca birkaç yüzyıl sonra,toplum,büyük bir eşikten geçti.GERİ döndürülemez bir şekilde , bugünün şafağı olacak olan MODERN dünyaya doğru yol almaya başladı.

BİZLERE, ilkel toplumlarda devrim yaratan ve arkasından gelecek büyük başarılara zemin hazırlayan olayın, her şeyden önce tekerleğin icadı olduğu söylene durur.

HAKİM ve baskın varsayıma göre,ileri düzeyde örgütlenmiş toplumun yükselişi,BENZERİ görülmemiş bir olaydır.

YERYÜZÜNDE uygarlığın doğuşu için de, geçerli olan klasik/bilindik senaryo/hikaye,benzer şekildedir.

“” SONUÇTA”” diye “iddia” edilir, şayet daha eski,gelişmiş bir uygarlık olsaydı(*), o zaman bu uygarlığın varlığından ŞÜPHE etmemize engel olacak,kesin kanıtları da keşfetmiş olurduk.

(*) (( Benim, bizim gibi kısaca UFOcuların , ısrarla iddia ettiği , tarihin henüz bilinemediği çağlarda  , yeryüzünde hüküm sürmüş ama bilemediğimiz neden ya da nedenlerle ,izlerini süremediğimiz uygarlıklar…))

Tahminen otoyolların,köprülerin,elektirik tertibatlarının kalıntılarına RASLAMIŞ,bu eski uygarlığın plastik şişelerini,şehir çöplüklerini hatta CD ROM’larını bulmuş olurduk.

Ne de olsa bunlar,gelecekteki arkeleogların üzerlerinde kafa yormaları için, “” bizim de “” arkamızda bırakacağımız,bırakmakta olduğumuz ,uygarlığımıza ait unsurlardır…

PEKİ, çoook eski antik bir uygarlığın,bizim medeniyetimizin ulaştığı sevyeye yükselmiş,AMA devamında farklı bir yolda ilerlemiş olması MÜMKÜN değil midir?

NASIL mı!

İyi okuyun o zaman; doğanın güçlerinden yaralanmak için bizimkinden çok daha farklı ama aynı ölçüde, belki de daha etkin teknikler kullanmış olamazlar mı!

SİZ, bu tartışma , bu yazı konusu , şayet gerçekten ilgilenizi çekiyorsa , bu değişik UYGARLIK fikri ve uygulamasından ne anlayabileceğinizi düşünüyorsunuz!

Örneğin ELEKTİRİK şebekesinden bambaşka yollarla enerji üretip,aktarabilen ,içten yanmalı motorlar olmaksızın uzun mesafelere seyahat edebilen veya yerbilim ve gökbilime ilişkin son derece karmaşık hesaplamaların elektronik bilgisayarlar olmadan hesap edilip, yapılabildiği bir dünyayı İDRAK edebilir misiniz!

Hemen ufkunuzu açayım,zorlanmayınız!

Çooook ama çoook eski zamanlarda değil, topu topu yüzyıl kadar önce, efsanevi HIRVAT asıllı büyük mucid,EDİSON’un icatlarını habire çaldığı NIKOLA TESLA, amerikada , uzaklığı  tastamam 120 km olan iki kasaba arasında , şahitler ve NOTERLER huzurunda, kablo-direk vs kullanmadan , gökyüzündeki başıboş elektiriği indirip, A kasabasından B kasabasına ,yine gökyüzünü kullanarak taşımıştır.

KENDİMİZİNKİNDEN başkaca başarıları kabûl edebilecek ve buna saygı duyabilecek kadar ONURLU muyuz!

Yahut ,kolay yolu seçerek , bir çırpıda algılayamadığımız , kendi İÇ MANTIKLARINI anlayamadığımız “şeyleri, “deli saçması diyerek, gizemli “”ilkel “ atalarımızı , kaba –saba –vahşi – mahşi saymaya mı devam mı edelim!!!

Bakın , açık konuşayım.Büyük TESLA bulunduğu yerden bizlere bakıp,duruyor ve aaaah ediyor olabileceğini düşünüyorum.

Haaaa, bu dünya YALAN DÜNYADIR diyenlere sözüm yok.

Bu yazıyı okumasınlar.

Hemen bir umre bileti alıp, kendilerini çöllere vurup, susuzluk çekerek, değerli birer ölü haline gelsinler.    

Bakalım EBU- ZER GIFFARİ nasıl karşılayacak bunları!

Haydi annem, yoruldum vallahi…

Not: yazımıza kapak olan resim, bugünün LÜBNANI'nda bulunan , antik BAALBEK şehrindeki , JÜPİTER tapınağı  kalıntılarının  yatay -zemin kolonlarındandır...Bu kolonların uzun kenarı yaklaşık 1200 ton, kısa kenarı ise 950 ton ,yekpare granit ağırlığındadır. Yazımızın dördüncü bölümünde ise JÜPİTER tapınağının "geçmişini" anlatacağız.