TANRILARIN ARABALARI
MAYA ve AZTEK tarihi 
İSPANYOL katliamları

2. Bölüm
KÜTÜPHANEM,maalesef pek düzenli değildir.Bu da beni, bazı yazılar için kaynak ararken zorlar , gereksiz yere vakit harcamış olurum.

A /
BUGÜN sizlere, hem tuhaf GÖKSEL arşiv bilgileri aktaracağız hem de bir KÜLTÜR katliamı nasıl yapılmış, satır satır göstereceğiz.
ŞİMDİ sıkı durun zira kuş uçuşu MEKSİKA’ya gidiyoruz.
TORTUQERO kasabası ,TABASCO eyaletinin tanınmış PALENQUE kentinin, 75km kadar kuzeybatısındadır.YIĞINLA antik dönemden kalmış eserle doludur. BU eserlerin ciddi bir miktarının yaşları , henüz tam anlamıyla tespit edilememiştir.ALTI numaralı antik heykelin üzerinde, yıllar süren gayretli çalışmalar sonucunda, zar zor okunabilen bir GLİF ( süslü yazı ) tespit edilmiştir.
ÖNCE orjinalini yazalım:
A “” tzuhtzajoom u yuxlajun bak’tunchan ajaw ux uniin””…
AA “” HEPSİ BİTECEK ……tercüme edilemeyen kısım…gerçekleşecek, BOLON YOKTE inecek””.

B/ 
BURAYA, tercümesi uzunca olan takvimi yani MAYA takvimini şimdilik almıyorum. ELDE ettiğim KAYNAK bilgilerimde, bu yazının kakıldığı süslü heykelimsi sütun, milâdi olarak, bilenleri tarafından 23.12.2012 olarak verilmektedir!
İŞE bak, 23 ARALIK 2012 ,bize göre daha dünkü vakit.
ANILAN tarihte, ACABA sıra dışı göksel bir olay oldu da, dünya kamuoyundan titizlikle saklanmakta mı!
ÜLKEMİZİN, HAZİRAN 2011 tarihinde kaydedilmiş, JANDARMA zabıtlı ilk UFO ve dış uzaylı karşılaşması, sevgili HAKTAN AKDOĞAN tarafından, ancak rica minnet, JANDARMADAN izin alınarak , birkaç ay önce , özel bir kanalda, yalnızca olayın şahidi kişilerin , kasıtlı bozulmuş görüntülü , ifadeleri, kısaca aktarılarak gösterilmedi mi!
BU 23 ARALIK 2012 de, paşa paşa böyle bir şey olamaz mı!

C/

ŞİMDİ biz dersimize devam edelim.
EFENDİM , tercümeden anlaşılan o ki, BOLON YOKTE isimli varlık, bir zaman sonra , bir ya da bir öbek sebebe dayanarak geri gelecek “dünyamızın” MAYA/ AZTEK bölgesi olan şimdiki MEKSİKA’ya…
BU ve buna benzer arşiv bilgileri ile doludur dünyamız ve biz, elimizdeki arşiv bilgilerini, ağır ağır okurlarımızın hizmetine aktarmaya devam edeceğiz.

Ç/
Bu enfes heykelimsi sütûn yazıtlarının yazılışından, bilmem kaç bin yıl sonra , gezegenimizin ORTADOĞU bölgesinde, sulak ve çöl arazilerinde , göklerden inmiş gibi bir takım “”tanrı bilgilerinin”” varlığının ileri sürülmesi ve bu yönde BASKICI ve MUTLAK itâat isteyen yönetimlerin ortaya çıkması , bir yanıyla tarafımızca , büyük bir talihsizlik olarak anlaşılmaktadır.

D/
HENÜZ tam anlamıyla tespit edilememiş bile olsa,belirtmekte yarar gördüğümüz özel durum ise bu ( muhtemelen bay olan ) BOLON YOKTE isimli varlığın,hayli övüldüğü ve MAYA takviminin en başı olduğu , şimdilik kabûl edilen MÖ 13 AĞUSTOS 3114 beri ,anılmakta olduğudur.

DEMEK ki, BOLON YOKTE , MAYA varoluşunda, inkâr edilemeyen bir üst-akla sahipmiş gibi izlenim doğurmaktadır.FAKAT BOLON YOKTE , hiç de orta doğu dinleri gibi, görünmeyen-bilinmeyen bir tanrıdan bilgi-mektup-sayfa vs getirdiği iddiasında değildir.

E/
ÖTE yandan , yine meşhur PALENQUE kentinde,hayli korunmuş olduğu bilinen 14 numaralı tapınakta, DEŞİFRESİ/ metin çözümü , 2014 yılındaki çalışmalar itibariyle tam anlamıyla bitirilememiş , heykelimsi – tablet vari -süslü bir yazı cümlesinde, yine bizim BOLON YOKTE’den , son derece hayırlı-faydalı olarak söz edilmekte fakat zar zor okunabilen bu bildirimin “tarihi” okumasında ise, karşımıza , akla durgunluk veren , tüylerimizi diken diken edecek , milâdi çevirisi yani MÖ 29 TEMMUZ 931,449 gibi bir tarihleme çıkmaktadır.

F/
EH bugün HİNDİSTAN’da bulunan, yıllardır neden paslanmadığı bir türlü çözülemeyen , adına da önemli bir rahip-kral olan , AŞOKA sütunu denen çelik yapının , yaşının , en iyi ihtimalle bir milyon küsur olarak düşünüldüğünü anlarsak, bu ve benzer tuhaflıklara , adam sen de diye tavır koyamayız.

METİN çözümlemelerinden anlaşılan o ki, BOLON YOKTE adlı varlık, her nasılsa, zaman-mekân ötesi güçlerle bağlantılı olabilmektedir.

G/

ŞİMDİ, daha yakın bir zamana, 15 Kasım 1519 yılına gidelim.
İSPANYOL “”fatih”” amiral HERNAN CORTEZ, AZTEK başkenti “ TENOCHTITLAND”” ın biraz ilerisinde , pırıldayan gümüşî bir gölün ortasında yer alan, gizemli tapınak ve saraylarıyla göz kamaştıran bölgeye doğru, afili üniforması ve askerleriyle yürüyordu.
AZTEK HÜKÜMDARI MONTEZUMA, askeri anlamda CORTEZ’den çok daha güçlüyken, kendilerini köleleştirmeye gelen bu sömürgenlere , neden karşı koymaz!
YANIT,galiba din anlayışındadır.

G1/

AZTEKLER de, bazı dinlerdeki gibi, bir kurtarıcının / Mesih-mehdi / geleceğinden , ki muhtemelen BOLON YOKTE’nin bildirdiği düşünülen , emindirler.AMİRAL CORTEZ’in , durduk yerde karşılarına çıkması , bu beklenmekte olan kutlu güne, yani QUETZAL YILANI olan tanrı VİROCOCHA’nın dönüşüne rasgeldiği düşünülmektedir.
YA da hükümdar MONTEZUMA, o debdebeli-şaşalı- flama-bayrak dolu gelişine bakarak , amiral CORTEZ’i , öncü/temsilci olarak da düşünmüş olabilir.Bu noktada MONTEZUMA, amiral CORTEZ’e , sarayında yaşamasını dahi ,teklif edecektir.
CORTEZ, kendine özel bir konak( ŞAPEL) YAPILMASINI emreder.Yapım esnasında, bitişik bir yapıdaki eskice bir duvarın bir kısmı çöker.İÇERDE, göz kamaştırıcı bir hazine dikkatlerini çeker.(*)
(*) C.W. Ceran / tanrılar, mezarlar ve âlimler.

BU özel konağın yapımını emreden CORTEZ, uzunca boyu ve beyaz sakalıyla, aynı zamanda yüksek rahip derecesi de olan hükümdar MONTEZUMA’yı , mistik olarak etkilemiş olabilir.
AZTEKLER, bir gece, tanrı TEOCALLI onuruna şölen verirlerken ,amiral CORTEZ, şöleni basar ve 700 kişi kadar soylu ve rahip AZTEKLİ’yi katlederler, HAZİNE uğruna.
AZTEK halkı çıldırır.MONTEZUMA’yı tahttan indirirler.
CORTEZ,tapınak ve evleri yaktırır.

G2/

30 Haziran 1520’de, AZTEK halkı , hükümdarları MONTEZUMA’yı , kendilerini aldatıp, “” düşmanla” işbirliği yaptığından dolayı, TAŞLAYARAK öldürür. CORTEZ, bütün bunlara neden olan hazine ile birlikte, kaçmaya başlar.GECENİN rutubetli, kayış gibi sıcağında,akıllara durgunluk veren bir can pazarı yaşanmaya başlar.AZTEKLER, hazinelerinin, İspanyollar da yağmaladıkları hazine ile canlarının derdindedirler.Bu patırtı içinde, hazinenin büyük bir bölümü, ormanlık arazideki su birikintilerine,gölcük ve bataklıklara düşüp, kaybolup gider.

(( İNSAN, hiçbir zaman özgür değildir. DAİMA bir şeylerin köleliğine soyunur.KENDİsine karşı ,daima ölümcül olmuştur.))

İSPANYOL sömürü-emperyalist tarihinde, bu geceye , NOCHE TRISTE yani “” keder gecesi” denir.
AMMA pişkinlik ha. AZTEKLERİN hazinesini çalmaya dur, eline yüzüne bulaştır,sonra da dön “ keder gecesi” de…
TEK kitaplı dinler, bu tür hırsızlıklara GAZA , katılanlara da gazi-şehit denmesinin uygun olduğunu düşünürler.
ÖRNEĞİN haçlı seferleri.

G3/

HAFTALAR sonra, AMİRAL CORTEZ, daha büyük bir askeri güçle gelir.BAŞKENT Tenochtitlan’da hükümdar,MONTEZUMA’nın yeğeni, CUAUHTEMOC’tur.HÜKÜMDAR, bu ağır askeri güce direnemez ve kenti teslim eder.ÇOK ağır işkence görür ama İspanyolların istediği HAZİNE ve diğer değerli eşyanın yerini söylemez.
YANİ duruşuyla, direnişiyle , ülkesine İLHAM verir, ruhen güç verir…

ALDANMAZ , ALDATMAZ ve ALDATILMAZ…

Fakat bu direnç simgesi adama dayanamayan amiral CORTEZ, bu yiğit AZTEKLİ’yi astırır.

BÜYÜK hükümdar CUAUHTEMOC’un ,canı,kanı bahasına koruduğu hazine , sadece altın-gümüş gibi değerli madenler vs değildi,muhtemelen.
ÇOK eski zamanlara ait,el yazmaları-kutsal kalıntılar-göksel “” tanrılardan” gelen hediyelerdi.YANİ bizim çoook eski tarihimize ilişkin , arşivdi bunlar…
GEZEGENİMİZİN dününü aydınlatan , aydınlatabilecek misli değer biçilemeyecek “” kültür hazinesi”.
BU büyük ANTİK kent, daha sonra , doğanın tüm unsurlarıyla üzerini örtmesinin hayırsızlığına bırakılır.
O koca kültür, bu sayede(!!!) kaybolur gider ve birgün , GÜNEŞİN sarı buklelerinin altında , bize gülecek zamanları bekliyor olsa gerektir.
AMA o kayıp kentin üzerinde , bugün MEKSİKA şehri yükselmiştir.

Haaa, unutmadan…
PİRİ REİS’in haritalarını , TOPKAPI sarayının ,değerli hademeleri, bahçevanları , tuvalet temizleyicisi ayıları, sabah kahvaltılarında, MASA örtüsü olarak kullanırlarken, zamanın SARAY müdürü, İLBER ORTAYLI HOCA’ya yakalanırlar...

MERSİN valilik ,ikamet binasının boya badana tadilatını yapan bir usta ise, zannederim vali Şenol engin zamanında, duvar kağıdı kazımalarını yaparlarken , PRF JANSEN’in , MERSİN şehir plan ve krokilerini, duvarın eski halinde , DOLGU kağıdı olarak ,tomarla kullanıldığını bulduklarını söylemişti bana…

3. Bölümde görüşmek üzere…