TANRILARIN ARABALARI

1. Bölüm

Bu yazıyı , 1973-74 yılında , KABATAŞ ERKEK LİSESİ , 3 Edebiyat sınıfında, cebir –geometri hocamız, KARS ilimizin yiğit evlâtlarından , MEHMET YAĞAR’a adıyorum.

Dilerim ,bulunduğu yer , ışıkla doludur.

RAHMETLİ, Kars’tan henüz geldiği günlerde , yörenin özge telaffuzu noktasında , kendiliğinden ısrarla durduğundan , kendine sıkça kullandığı “hemi” ( hem de) sözcüğünden dolayı , “Hemi Memet” derdik.

Söze, “HEMİ” ile başladık,onunla geliştirelim.

3 Edebiyat sınıfımız, eğitim binamızın tastamam güney köşesinde, denize tepeden bakar bir konumdaydı.Tam karşımızda yani boğazın karşı yakasının tepelerinde, İSTANBUL radyosunun , göğe uzanan ÇAMLICA verici antenleri vardı.

O güzellik(1*) şimdi , Allah bilir cami uğruna , bilmem ne yüksek katlı apartmanlar uğruna , anası , yedi ceddi bellenmiş durumdadır.

(1*) İSTANBUL boğazının ANADOLU yamaçlarını kastediyorum…

Kahrolurlar  umarım.

Umarım , İSTANBUL da , sarayları da, bostanları da , tez zamanda başlarına yıkılır .NEYSE…

SONBAHAR’da , 1973 , bir kitap , alev patlaması gibi , TÜRK yayın dünyasına düşer; TANRILARIN ARABALARI, Milliyet Yayınları.

Tabii ki düşünmemizi, hayal kurmamızı , göklere bakmamızı istemeyen okulun kara güçleri(2*), mesela muavinlerden vahit başar, ilk işi , bu kitabın okula sokulmasını yasaklar.

(2*) Her zaman , her yerde kendi bencilliğini,yaşam gerçeğinin merkezi gibi gören, İNSANLIK düşmanı insansılar olmuştur ve olacaktır.

NEDEN!

 ASTRONOMİ derslerinde tartışamaz mıydık bu olasılıkları!

BUGÜN, bu toplumun çocuklarının , başı kesik tavuklar gibi, her düdük çalışta , birilerinin eteklerinin altına sokulup, kendilerini sözde güvende hissetmeleri, belkide bu yasaklar yüzündendir.

KİMBİLİR.

O kitap, tarafımdan , MUALLİM NACİ(3*) caddesine bakan duvardan, okul bahçesine atılarak , içeriye sokulmuş, elden ele, epeyce yatılı tarafından okuması sağlanmıştır.

(3*) Beşiktaş YILDIZ sarayı kapı girişinden  itibaren ,  ORTAKÖY’e devam eden cadde.

Ve birgün.

SINIFIMIZIN tam güzey köşesinde , sabah etüdünde , hemşehrim sevgili EYÜP CEYLAN’la , boğazdan gelen bahar sabahının mayıştırıcı rüzgârına daldığımız anda…

ÇAMLICA radyo vericilerinin üzerine , üç adet bulut beyazı renginde tabak gelip,yerleşti.YERLEŞİM konumları, tam anlamıyla eşkenar üçgen değil mi!Üstüne üstlük, nöbetçi öğretmen de kim dersiniz!

Rahmetli HEMİ MEMET; cebir- geometri hocamız.

Etüd başkanımız İlhan Abi’den izin alıp, öğretmenler odasına koştum.

GÖRMEKTE olduklarımızı kısaca anlattım, yardımına ihtiyaç duyduğumuzu belirttim, ısrarla ,sınıfa gelmesini istedim.

Hocayla koridorda, sınıfımıza doğru yürürken, “ Hemi böyle arabalı,marabalı kitaplar okuyorsunuz,hemi de hayal görüyorsunuz eşşek sıpaları” diye , tenbihini de ihmal etmedi.  

HOCA, gerçekten samimi bir endişe ile ÇAMLICA vericilerinin üzerindeki, bulutsu EŞKENAR üçgen şeklindeki hareketliliğe bakakaldı.

Bu durum, benim UFO dünyasına girmeme, merak etmeme, ısrarla okumalar yapmama neden olan ilk olaydır.

ERIC VON DANIKEN, meşhur TANRILARIN ARABALARI kitabının yazarı İsviçrelidir. OTELCİLİK tahsil etmekle birlikte , ömrünü, gayretlerini tamamen bu sıra dışı olaya vakfetmiş bir insan olarak ,bence, saygıyı fazlasıyla hak ediyor.

DÜNYAMIZDA, bu işlerle yani kısaca UFOculuk diyebileceğimiz alanla ilgili olarak, popüler tarzda ,araştırma kitapları  yayınlayan ilk insandır.

DANIKEN’den önce , 50lili yıllarda, Polonya asıllı , amerikada, bir üniversitede temel bilimler öğretim üyesi olan , VELINOVSKY , “” worlds in collision / çarpışan dünyalar “” isimli çalışmasını yayınlar.

AMERİKA’da kıyamet kopar ; üniversite dünyası , VELINOVSKY’nin hayatını karartır, tüm öğretim üyeliği hakları elinden alındığı gibi, serbest piyasada çalışabilmesi de ,kısıtlanır.

SİSTEMİN “ dışına “ çıkılmaz !! ??

Hööööt.

HA mısırdaki Müslüman dikatötörlük kurumu EL EZHER!

Ha Katolik dünyasının VATİKANI!

Ha , bilime karşı gelinmez diyen “akademi” dünyası.Hepsi, bir ucundan insanlığın özgürlüğüne düşman olmayı kafasına koymuş, insan tipindeki mahlûkat ( çoğuldur,Arapçadır, unutmayın)…

İNSAN , sadece doğduğunda özgürdür, o kadar.

SONRA , toplumun  ağları, bir çok yerinden onu sarmaya başlar; ona bakma, böyle inan, şunu yazarsan bilim yapmış olursun, abdestini unutma, yoksa altına kaçırırsın gibi, bir yığın hırtlıkla , kişiyi boğar da boğar.

DANIKEN, eminim bunları hiç birine aldırmadı.

TANRILARIN ARABALARI kitabından bugünlere, yazdı da yazdı!

PEKİ ne diyor bu adam yâhu , bir açalım ,okuyalım , anlamaya çalışalım vs diyen yok.

BUGÜN ihanetini ağzıyla itiraf eden bir cumhurbaşını dinleyip, sonra hokeyde , teke dönmeye devam eden , kahvelerin osuruktan teyyare müdavimleri gibi.

DANIKEN , “Bana öyle geliyor ki, dünyamız, bir vakitler , dış uzaydan gelenler tarafından ziyaret edildi ve uygarlık, onlar sayesinde başladı”…

DİYOR…

Şimdi bu dediklerine, daha da yakından bakmaya devam edeceğiz.

Bu kez bu kadar yeter…