ANASAYFA  |  ÖNERİ VE ŞİKAYET  |  İLETİŞİM

BİYOGRAFİ HABERLER MAKALELER GİYOTİN HAVUZU İLETİŞİM
TARİHİN DİPLERİNDEN | HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi
  KADROMUZ
 
TARİHİN DİPLERİNDEN

ZULÛM MANZARALARI

Ülkemizin özellikle son beş yılı için , geleceğin tarihçileri nasıl tespitlerde bulunacaklardır !Bana göre büyük muamma!

Pek misli görülmemiş bir “sindirmenin” LOĞ(*) taşı gibi  toplumun üzerinden ,ağır ağır gidildiğini anlayamayanlara herhangi bir sözüm yok.

(*) Silidirik , tek parça , yaklaşık 40cm çapında, her iki yüzünde, tutacı olan demir tokaların , burunlarının takılacağı yuvaları olan , yuvarlanarak, toprak damları düzleştirmeye yarayan el aleti…

GÖRÜLMEKTE olan tavır, bir yanıyla ciddi bir KÜLTÜR soykırımıdır.

AYNI soykırım hamlesini,bundan yıllar önce de, ARAP zalimi, KUTEYBE yapmaya çalışmıştı MAVERAÜNNEHİR bölgesinde.Ama başaramamıştı.Ancak, KUTEYBE zaliminden bugüne, elbette dünyada büyük değişiklikler oldu, olmakta, beyinler daha rahat yıkanmakta, yönlendirilmekte.

AMAÇ, İslami maske ile insanları ARAPLAŞTIRMAK , sözde İslam SOSU/ avcarlanması ile toplumu , açık bir PAZAR/// sömürü alanı haline getirmek .

Nedir ki, islamı yaşadıklarını zannedenlere, yüksek voltajla ÖTE DÜNYA nimetlerinden ısrarla söz edip, garantiler verilerek , bugünün dünyasının gerçeklerine yani SÖMÜRÜYE-AKIL işgallerine tepkisiz kalmalarını sağlayıp, ağrısız sızısız bir şekilde SÖMÜRÜNÜN devamını sağlamaktır , gerçekte AMAÇ ve hazin son!!!

AYNEN bugün IRAK’ta Amerikan kurşunuyla,işgaliyle , bağıttırarak , meclisten ÇIKARTILAN PETROL yasası gibi.

Birilerine sorarsanız , TÜRKİYE’nin önü açık.

Nasıl açık! ?

Başımızda bir “” dünya lideri” var ya …

Hatta …

Götün götün MUHAMMED ALİ’nin  cenazesinden dönen.

Her nasıl olursa olsun, o cenazeden götün götün dönen, sonuçta devletimin , cumhurbaşı. YAZIK , çok yazık.

DÜN akşam ,CNN amerikanın , canlı yayın MUHAMMED ALİ // aslı CASIUS CLAY dir // cenaze töreninin sunuculuğunu yapan şahıs, umarım , söylediği kimi cümleciklerde, bay dünya liderine atıfda bulunmamıştır.

Belki de birilerinden talimat da almış olabilir,kimbilir!

 Haaa, ne mi dedi sunucu?

“Çocukların eline cep telefonu vermeyin, kıymetini bilmez, kendini VAİZ zannedenlere de mikrofon vermeyin, haddini bilmez “” dedi adam!!!

AÇIKCA, ben huylandım bu cümlelerden.

YANİ, RTE ‘yi madara da etmek ,ders de vermek isteyenler olabilir, sonuçta , dolaylı olarak aşağılanan TÜRKİYE CUMHURİYETİ devletidir. HATTA çıtayı biraz daha yukarı kaldırdığımızda , TÜRKİYE CUMHURİYETİ devletinin isminden , kuduz köpek gibi nefret edenlerin olduğunu da biliyoruz .

AMA sonuçta ,KANIMA dokundu arkadaş.

Birilerine sorarsanız, ülke,GEOMETRİK şekillerden paralel denen bir cismin , marifetleriyle dolu. Gıçı sıkışan ,derhal geometri kitabındaki  paralel kenar konusunu açıyor .

ARTIK “”Gülünç de olmuyorlar”” , zira  gıçım ,  böyle akılsızlıklara gülmek istemiyor, zorla değil ya…

“” O birilererine “ yani KALE ARKASI rte hayranlarına , “ Cemaatteki kardeşlerimiz ne istediler de vermedik “ diyen , hal,hazır cumhurbaşının bu sözlerini hatırlatsak(mı)!

ARA sıcak olarak, PEKAKA için zehir zemberek söylediklerini, hiç tekrar etmiyorum.ESKİ zamanlarda olsa, bu sözlerin sahibi derhal idam edilirdi.

Yetmedi mi!

“” ANAYASA ne derse desin” diyen bir BAS bakan…

“ Cumhurbaşımız, yasamanın ( parlemento) yürütmenin( hökmat) ve yargının / tüm mahkeme ve yüksek mahkemelerin / başıdır ,hepsi “O” na bağlıdır diye bir cinnet betimlemesi yapabilen bir BASbakan yrd cısı.

Şimdi , bir iktidar nasıl ele geçirilir cümlesi üzerinden , tarihde bir gezinti yapacağız…

Hazır mısınız!

AVRUPA’da reform hareketleri dönemindeyiz ; 1500ler yani.

İNSANLAR, daha doğru nasıl düşünürüz, daha az nasıl hata yaparız gayreti içindeler.Dahası , tarih boyu bu ve benzer hareketlerin, HALK tabanından gelmediğini,elbette biliyoruz.Ciddi ve adanmış gönülleri olan insanlar, bu hareketlere, hayrına yahut şerrine yazılırlar.

SONRA ortaya ya POLONYA dayanışma hareketi gibi , HAS bir durum çıkar !

YA da İRAN İslam devrimi gibi, KAN GÖLÜ…

Seçim sizin…

1500lerde , bu adanmış insanlar neye çalışıyorlardı! DURAĞAN, donmuş bir akılla değil, aynen KAİNATIN sürekli devinimi, hareketliliği  gibi , bir oluşumdan digerine geçişi gibi OLAN  halini inceleyip, akılla arasında bir bağ kurup kurulamayacağına!

HANİ Mevlana diyor ya; DÜN DÜNDE KALDI CANCAĞIZIM , YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK lazım artık.

Yahut antik çağ filozofu / kimdi yahu / yazmış ya : aynı suda , iki kez yıkanamazsın diye!

DOLAYISIYLA durgun bir hayatın olabileceği, her şeyin daha önceden planlanıp, uygulanmakta olabileceği bir YAŞAM anlayışının karşısına , KOZMOZUN sonsuzluğa uzanabilecek aklıyla çıkmak, gerçekten de çok zor ve tahrik edici olmalıydı.

Bu dönemde yeni akla gidiyordu İNSANLIK ama elbette tekrar edersek, kendi halinde insanlar için , değişen bir şey yoktur ve her zaman da öyle olmuştur.

Bir adam , adı SEBASTIAN C., vicdan özgürlüğü bayrağını yükselterek, tek başına da olsa, zamanın muhteris-muktedir-dikatatör zaliminin karşısına , KALEMİNİ mızrak gibi kullanarak çıkmıştı.

Lütfen , hayal gücünüzü kullanarak bugünlerle KIYAS yapmayınız.

SEBASTIAN C., kavgaya girdiği andan itibaren,ZIRHLAR içinde, sarayında müthiş bir KORUMA ordusunun kanatları altında yaşayan,bu **muhteris*muktedir* görülmemiş*kindar ** zalim diktatör karşısında ,sadece fikri düzeyde kalacak bütün mücadelesinin, etkisiz kalabileceğini biliyordu.

Bu girişiminin , bir taraftan, ümitsizlik taşıdığının da farkındaydı.

En önemlisi, yalnız ve korumasızdı.

ARKASINDA binlerce diz-çökeniyle,devletin gücünün militan aygıtlarını da ustaca ele geçirmiş MUHTERİS*MUKTEDİR*KİNDAR*ZALİM ile SEBASTIAN C., nasıl savaşacaktı!

DİKTATÖR, ülkenin büyük bir bölümünün içinde bulunduğu , ÇEÇEN SİNEĞİ UYKU halinden yararlanarak,” harici bedhahlarında “(*) yardımıyla, bütün bir devleti,o güne kadar iyi kötü özgür yurttaşlardan oluşan  koca devleti, kısa zaman içinde , her köşede, her sevyede, her satırda kendine DİZ-ÇÖKEN , KATI BİR İTAAT mekanizmasına dönüştürüp,her tür bağımsız düşünce ve özgürlüğünü, tamamiyle kendi BUYURGANLIĞI içerisine hapsetmeyi başarır.

DEVLETİN belli başlı büyük şehirlerin içinde belli bir güce sahip ne varsa,onun mutlak kudretinin önünde diz çökmektedir.

Bütün makamlar,yetkili merciler,bir çok şehrin belediye meclisi, kiliseler,üniversiteler,mahkeme ve finans odakları,ahlak ve rahipler,okullar,kolluk/güvenlik güçleri,yazılı ve sözlü basın.

Hepsi, hepsi muktedirin katı itaat buyurganlığı altındadır.

Şimdi bu gücün kim olduğunu, devam eden bölümlerde ifşa edeceğiz.

Şimdilik bu kadarla yetinin efendim…

 



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

    Bu Habere Henüz Yorum Yapılmamış..!



 
 HABERLER
 
TUTUNAMAMAK
12. BÖLÜM

Tarih : 17.04.2024
Devamı...
 
 
TUTUNAMAMAK
11. BÖLÜM

Tarih : 16.04.2024
Devamı...
 
 
 
 MAKALELER
 
BİR EMİNE ROMANI
İÇ DÜNYA ÖYKÜSÜ

Tarih : 10.01.2024
Devamı...
 
 
sonbahara merhaba
candan ve gönülden

Tarih : 14.10.2023
Devamı...
 
 
 
 GİYOTİN HAVUZU
 

2. BUYRUN
DEMEKKİ NEYMİŞ

Tarih : 27.02.2024 |
Devamı...

 

TUTUNAMAMAK
7. BÖLÜM

Tarih : 27.02.2024 |
Devamı...

 

TUTUNAMAMAK
6. BÖLÜM

Tarih : 26.02.2024 |
Devamı...

 

TUTUNAMAMAK
5. BÖLÜM

Tarih : 25.02.2024 |
Devamı...

 


 
 

 
 
ANASAYFA BİYOGRAFİ SIK KULLANILANLARA EKLE GİZLİLİK İLKELERİ İLETİŞİM


Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.

HÜSEYİN SUNGUR | Resmi Web Sitesi | huseyinsungur.com © Copyright 2015-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA