Yazımızın başlığındaki ilk cümleciğimiz , ADALET AĞAOĞLU Hanım’ın ,önemli bir romanınını adı . Okuduğumu anımsamıyorum.
İkincisi ise , NECATİ CUMALI Bey’in , vakti zamanında yaptığı İSRAİL gezisini kitaplaştırdığı , YAKUB’UN KOYUNLARI alı çalışmasının adı.AKLIMA böyle bir ATIF/GÖNDERME yapmak geldi.

İkinci cümlecikdeki RECEP kim derseniz, o da sizin muhabbetinize kalmış bir durum.Yani halihazır cumhurbaşı olan beyi hatırlatabileceği gibi “ atma recep din gardaşıyık”daki recep, üzüm cinsinden olan bir meyve de olabilir elbette.

Takdir-i ilâhi ne işaret ederse gönlünüze, o osun efendim.SİZ YETER ki istanbulu fethetmekten , darı dünyaya POSTA koymaktan geri durmayınız , kıçımızdaki dona bakmadan…

CANLI varlıklar dünyasında bir TEK insan / homo sapiens sapiens öleceğini bilir.Bu bilme de O’nu deliye çevirir.
Bu BİLME , bilmem ne zaman sonra ben artık yok olacağım yahu, ibneliğin böylesi de hiç görülmemiştir , ne bok yiyeceğim ben şimdi şeklinde çeşitli akıl sıçramalarıyla, insanı sürekli rahatsız eder.ALLAHTAN Sümerler ve ardından da BABİLli akılla , aritmetikle falan pek ilgilenir oldular da , insan denilen SOYTARIYA ,az biraz çeki düzen verdiler.AMA bu defa da , bu insan denilen SOYTARI , SÜMER ve BABİL inanç konu başlıklarını aldııı, bir güzel kendine göre evirdi, çevirdi , dünya gezegeninin “” anasının anına , çekinmeden de koydu.” Bir Allah(***) icat etti, ardından din dedi, peygamber dedi, kitap dedi, söz dedi. Dedi de dedi.
(***) Dinlerin allahı konusunda son derece karamsarım ve yarını yok derim bu Allahların , “”yehova lord rab”” vs diye nitelenen.
Neyse.

AKLI sıra insanın , ölünce başıma ne bok sarılacak sersemliğine bir ilaç olacak, bir ümit verecekti DİN .
Bugün neredeyiz PEKİ!!!
Hemen sıra dışı bir örnek vereyim bu halimize…
İPNENİN adı , “” halid bin saad bin abdül aziz”. Bu yaratık suud prensiymiş.
SIKI durun , düzenlediği kongrenin adını veriyorum : KADINLAR İNSAN MIDIR ?
Şimdi çıkacak İslam bülbülleri , muhtemelen diyecekler ki, dine booğk atacak bir şey buldun ya , hadi durma .Ulan ben mi buldum , peki bu kongreyi neremize sokalım o zaman ! Yedi kandilli Süreyya mı indirelim de göklerden de , o mu girsin dübürümüze !!! 
Öte dünya var ya öte dünya , orda huriler de huriler demiyor mu bugünlerin Müslüman “bilgiç” bülbülleri , ulan zannedersin ki dinin buyurduğu öte dünya değil , istanbuldaki ünlü kerhaneci lüks nerminin sermayelerinden söz ediyor.
Ulan eğer sizin tarif ettiğiniz şekilde bir Allah varsa,şakası yok,bu sapıklıklarınızın farkındadır ve görün bakın yarın öte dünyanızda sizi şayet gılmanlara dizi dizi zyktrmezse , ben o Allaha şikayetçi olurum, şerefsizim. Bir çift laf etmek için ,kapısında beklerim de beklerim.
Bizler yani günümüzün recebist –akepist muhalifleri ki ziyade mikrobik orospu çocuğuyuzdur , keremine şükürler ola göklerin, gerçeğin hangi sarsılmaz basamağını göstersek yakubun koyunlarına , mostıralara , oto yıkamacılarına ve hatta :
1 Kasım seçimlerinde oy çalan sandık başkanına indirimli ceza
Çorum’un İskilip ilçesi eski milli eğitim müdür vekili Mustafa Selvi, 1 Kasım'da yapılan seçimlerde sandık başkanı olarak görevli olduğu okulda oy çaldığı gerekçesiyle hapis cezasına çarptırıldı.
Bile olsa , yine de orospu çocuğu mikrobik varlıklar olmadan öteye gidemeyiz.
Neden mi!
Canlı varlıklar , ister insan ister heyvan olsun,üçü beşi bir araya geldi mi,mutlaka bir önderin şemsiyesi altında olmak isterler.Bunun nedeni ise bugüne değin tam olarak anlaşılamamıştır.
KİTLE ( sürü ) , kalabalıklar , daima çobanın sadık bir sürüsü ola gelmişlerdir.( Cemil Meriç ,Jurnaller )…
“” ÇOBANIN iradesi”” yani tüm hezeyanları,sapıklığı,öfkesi ,kibiri FİKİRLERİNİN , sevk ve idaresinin gerçekleştiği KAYNAK olur.( Bkz : Yenikapı sahilleri, fetih töreni göygoyculuğu, 29 Mayıs 2016 )
Artık kitle , çobanın sadık bir sürüsü olmuştur.
ÇOBAN, başlangıçta , sonradan sıkı bir İNANIRI olacağı fikir tarafından hipnotize edilmiş bir kimsedir.
BU FİKİR, onu o derece sarmıştır ki,onun dışından her şey silinir ve onun karşısında yer alan herhangi bir düşünce,kesin olarak KÖTÜ ve ŞEYTANCA görünür.
HAKARET ve saldırı , bu uğurda vazgeçemeyeceği araçlar haline gelir.
( Bkz. Gustave Le Bon )
Peki bu aktarmalardan ne anlamlar veyahut ne fayda var okuyacak olanlara.
Şimdi biraz ağırlık koyacağım beyinlerimizin “” anlama kavrama anlamlandırma” merkzeinin bir yerine ,buna zorunlu hissediyorum kendimi.
Çok uzun yıllardır SİYONİZMİ-YAHUDİLİĞİ incelerim,incelemekteyim.Dünyanın sayılı tarafsız SİYONİZM-YAHUDA uzmanı olan abim var. Otuz yıldır onun denetiminde okuma, arama ,anlama yaparız.
Nereye mi geldik !
ORTADA Musevilik diye bir din yoktur.Yahuda veyahut yahova vs diye nitelenen YAHUDİ tanrısı aslında MUSEVİNİN kendi aklıdır.
YANİ MUSEVİ, TANRI diye DİNİNİN ALLAHI diye kendi aklına TAPINMAKTADIR. Bu hâl , NARSİSİZM diye tariflenen , kendine aşık olmanın çok ötesinde bir akıl sapmasıdır.
Benzer bir durum da memleketimizde ,halen gündemdedir.
NASIL ki “ dağa çıkan musa” gecikince , kavim, kendilerine bir put yapılmasını arzu edip, söylenceye göre, ne kadar mücevharatları varsa eritip, ALTINDAN BUZAĞI yaptılar ve ona tapınmaya başladılar.
Hatta PERS imparatorluğunu yerle bir eden İSKENDER, 3.Dairus’un sarayında ZAFER şöleni yaparken , birden bire kendisinin de TANRI olabileceğine “” aklı yatar”.
“Ben artık tanrıyım, can verir can alırım” diye naralar atar.
( Bkz. Richard BURTON ‘un oynadığı İSKENDER filmi,tek kelime ile muhteşem ))
AÇIk konuşalım efendiler .
Bugün 31 Mayıs 2016.
İST fetih törenini , sağda solda artan oranda yine çemkirmelerini , bağırıp çağırmalarını , bıktırıcı bir şekilde gördükten sonra…
AKLIMA buzağıya tapmaya gönül veren sapkın Yahudi kavmi gelmiyor değil hani…
( Aklı başında tüm YAHUDİ kardeşlerimden özür dilerim ama destansı tarihiniz böyle yazıyor, ne yapabilirim ki! )