2. Bölüm

Giriş

Evvelâ , “ yarayışlı” bilgiler veriyoruz ümmetimize !! ?? && %%

İlim , malûma tabidir ; anonim söz…

“” Hatalı insanlar yaratıp, sonra onları kendi hataları yüzünden suçlayan,her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten bir allah hikâyesinin mantığını sorgulamamzın zamanı gelmiştir “” diye yazar Gene RODDENBERRY …

Nisa suresi 24. Ayet :

Savaş esiri olarak ele geçirdiğiniz cariyeler, evli de olsalar ,size helâldir…

İşte bunlar,allahın kesin hükümleridir.

 Nisa suresi 25. ayet :

Sizden kimin hür,mümin kadınlarla evlenmeye gücü yetmezse, cariyelerden alsın.

____________________/___________________

Bu ayetlerden çok zaman sonra,bir sonbahar günü,Türkiye’de , kendi zannınca başbakan olan bir beyefendi,seçim propagandasında,evlenemeyen genç erkeklerimize seslenerek,onlara “” EŞ”” bulmaları konusunda yardımcı olabilecekleri vaadinde bulundu.

Ülkemizin AKLÎ gelişmişlik /entelektüel düzeyinin ışığı(!) altında, geçmiş bir seçim propagandası esnasında, ilgili MEBUS adayının , KAYSERİ şehir merkezine , deniz getirme vaadinde bulunduğunu duymuş, evcek , bu sıra dışı MİZAH duygusunun şiddeti karşısında tebessüm etmiştik.

 Fakat  ALTMIŞ BİR yıllık ömrümde, bir başbakanın,seçim sürecinde, benzer bir vaadde bulunduğunu değil, ima bile ettiğini anımsamıyorum. Demekki değişen Türkiye’nin , sıra dışı bir güzergâhı olacak…

Örneğin hollandada, kerhaneler devletin değildir. Yalnızca binaları devletin yani belediyenindir.Çalışmak isteyen “hatun”, gider,belediyeden kiraya daire veya oda tutar.Gerisine devlet/belediye karışmaz.

Zaten hollandada kerhaneler, aleni ortadadır,yani onların sokağı, KIRMIZI sokak lâmbasıyla diğer sokaklardan ayrılmıştır, hepsi bu. İsterseniz ailenizle gezebilirsiniz de,hiçbir şekilde NAMUSUNUZ kirlenmez, kimse de size dönüp bakmaz bile. Hatta “ çalışan” kızlar sizi çay,kahve içmeye davet bile edebilirler.

Gerek anneannem gerekse nenem, biri eşarplı, digeri ise başı tülbentli , hallerince şirin,  dindar atalarım idi. Dört halamdan yalnız birisi bî namazdı , digerleri vakit namazlarını kaçırmaz, ellerinden geldiği kadar,kurana göz atarlardı da.

Ne nene atamlardan ne de halalarımdan , bugün sıklıkla DİN ADINA  duyduğumuz zırvaları, saçmalıkları duymadım.AMA sıklıkla şu sözler tenbih edildi ; dürüst insan ol, sakın ola yalan söyleme, çalma, çalana göz yumma,hainlik etme, insanları ezme, riyakârlık yapma , faydalı bir insan ol…

Gibi , evrenin bir çok yerinde de geçerli olduğuna kalıbımı bastığım YAŞAMSAL değerleri ,büyüme çağımda, ısrarla dinledim.

Bu cümleleri size palavradan , şirin gözükeyim ayağına yazmıyorum.Harfi harfine yaşadığım için , severek , duyarak yazıyorum.

ÜLKEMİZ, maalesef, tüm kesimleri itibariyle DÜŞÜNEN-AKIL YÜRÜTEN-TARTIŞAN- tartıştırabilen bir TOPLUM olmamıştır.

Dikkat ediniz, olamamıştır değil, olmamıştır diyorum yani belli bir kararlılığı , seçimi belirliyor, tespit ediyorum.

Bu dün de , evvelsi gün de , 150 yıl önce de böyleydi.

Kısa not…

ATATÜRK’ün büyük başarısı, küçüle küçüle başı fır fır dönen , param parça olabilecek bir imparatorluk artığını, ana karaya yani ANADOLU’ya, denetimli bir halde geri çekerek, önce bir devlet oluşmasının önünü açmıştır.

Yani, bağımsızlığın ön plânda olduğu bir OLUŞUM.Adeta milimetrik düşünen bir asker / siyasal strateji büyük ustası.

Her ölümlü gibi o da yanıldı,ama hata yapmaktan korkmadı,iyi ki de hata yaptı.

Neydi o ! CUMHURİYET ve kendisi başta olmak üzere , bir avuç insanın aklından çıkan DEVRİMCİ atılımlar.

Bütün bu atılımların , hiç birisinin içinde HALK yoktur.İşte bugün , bu cümlenin mide kramplarını yaşıyoruz.

Bizim , zorunlu ölümcül/ devrimci savaşımız, korkmadan, ürkmeden , mezarda yatan(!) İbrahim sungur üzülürmüş demeden, bu toplumsal mide kanamalarına, keskin neşterimizi atmak,çıkanları NÜKLEER mikroskop ALTINDA , sebep- sonuç ilkeleri ışığında , yüreklice anlamaktır.

Kısaca cumhuriyet,başarısızdır.( Bkz: Allah başarısız yazımız)

Bu çalışmayı, açık bir zihinle yaparsak,2015 Aralık ayından itibaren,gelecek yıllara, çok daha yüksek bir özgüvenle bakabiliriz.

15 dakka çay ve ihtiyaç molası:

1/ İsviçre’den, 23 Ekim’de postaya verilen mektup, neden 14 Kasım’da elime geçer!

2/Mezitli Mersin Pttsinden ,Samsun’a gönderdiğim paket , nasıl 21 gün sonra alıcıya ulaştırılır!

3/THY uçaklarında neden yalnızca SABAH gazetesi verilmektedir!

4/  Aramızda, “ Hocam,kabirde ilk gece nasıldır “sorusuna cevap verecek var mı!

Oldu,bitti iktidarların kaidesinin yanında durmayı pek seven TÜRK-İŞ genel kurulunda ( ne gerek var artık bu tür alafortanfoni, göstermelik demokratik işlere ), “ % 49 randımanlı cumhurbaşımız” , aldı sazı , gene BAŞER ESSED’e çaldı.Yav kardeşim , sana ne elin suriyesindeki rejimden,  Suriye halkının yasal temsilcisinden, ÖSO dan, şundan,bundan!!!

Ne karışıp duruyon, sağın solun osuruktan teyyare işlerine.Birileri kalkıp, sana, bu adamın ruh sağlığından endişe ediyorum, cumhurbaşı olması yasal değildir, derhal bir doktora görünmelidir dese, mesela KONGOLU bir mebus!

Bak şimdi , senin ve yıkama/yağlamacılarının  MR ını yazacam sana ve  muhtemelen davulcu osuruğu gibi gelecek , bilemem !

Millet , aklınızı başınıza devşirin yani AKEPELİLER, CEHEPELİLER, HEDEPELİLER , hele hele MEHEPELİLER.İlle de AKEPELİLER.

Tapınmaktan vazgeçin , aklınızın , sağduyunuzun sesine kulak verin …

İç tehdit- dış tehdit-yakın düşman-uzak düşman-art ve hatta zort niyetli-sıtma ve humma lobileri-faisçi deyyuslar-halkı küçümseyen batıcıl,laaaa ik  teyyare aydınlar,aydıncıklar,elleri tetikte Türkiye’yi kollayanlar,kıskananlar,AK pertinin gücünden ürkenler,din düşmanları, aydınlığa çıkamayanlaaaar.

Yargı,sayesinde paramparça.

Giderek insanlarımızda inançsızlık yani devletine güvensizlik ,kökleşme tehlikesi gösteriyor.

Aklın alamayacağı şekilde , BİAT etme hızla yükseliyor.

Çünkü, değerleri, hızla  ÖRSELETTİRİP,  tel tel yok ettirip, yalnızca TEK TİP insanlaştırma tünelinde robotlaştırılmamızın ,diğer bir değişle KÖLELEŞTİRİLMEMİZİN temel yapı taşlarına vurgu yapılıyor.   

 Hiçbir kurum , hiçbir ortak değer, ertesi gününe hayırla bakamıyor.

Tüm hareket eden işlerin kendi denetimi altında olmasını ,şehvetle arzu ediyor.

Ülkede söz söyleyecek, karar verecek, aklı selimini gösterecek hiçbir unsur bırakmamaya yeminli.

O neyi severse , kıymetli odur.

İstemediği her kurum ve kişi,anında terörist ya da yamukçu!

Ne kadar alt sevyede çalgıcı,çengi köçek varsa, etrafında harelenmiş.

Varoluşun ölçüsü, onun aferinine eşitlenmiş adeta...

Tek ölçü, iktidara, en sıkı şekilde tapınma.

Hoş geldin kuzey kore İslam halk “ zemahiriyesi”…